Canımmmm Ailemmmm

Canımmmm Ailemmmm
Hayatımın Aşkı..

16 Kasım 2012 Cuma

Tamda Düşündüğüm Gibiymiş...

  Baştan söyliyim ufaklık, hayatımda okumadığım kitabı  okudum sen hayatıma girdiğinden bu yana ( karnımdayken bile). Hatta okumaya üşendiklerimide kitapçılarda gezinirken okudum, başka başka annelerle sohbet ettim, akıl danıştıklarım oldu, babanne- annannelerle de tecrübelerini paylaştım. internetten hiç bahsetmiyim, daha sabah açar açmaz bilgisayarı bi bakıyorum gene seninle ilgili konular. Nede olsa kendimi sürekli geliştirmek istiyorum bebeğim. Tabiki hatalarım olmuyor mudur, oluyordur ama genede her türlü fikre açık bırakıyorum zihnimi. Kalıplaşmış düşüncelerden sen doğduktan sonra kurtulmayı başardım. ÖnyargılıyMIŞIM senden sonra farkettim, artık herkese, herşeye farklı açılardan bakıyorum. Aslında baktıkçada zihniminde GÜZELLEŞTİĞİNİ hissediyorum. Neyse konuyu dağıtmayayım. İşte bu kadar araştırmacı kişiliğe büründüm ama seninle ilgili tüm kararları aslında tek bişeye göre veriyorum. ANNELİK İÇGÜDÜSÜNE GÖRE.

 Kim ne derse desin, kim ne yazarsa yazsın, ben tüm kararlarımı, uygulamaları, eğitimleri SENİN HAZIR OLUP OLMADIĞINI DÜŞÜNEREK uygulamaya geçiyorum. Herkesin çocuğu farklı, herkesin anneliği farklı çünkü. Ben seni tanıyorum bebeğim, bazı şeyler için küçük, bazı şeyler için se büyük olduğunu rahatlıkla gözlemliyebiliyorum. Ve ne karar verirsem vereyim, annelik içgüdülerime göre hareket ediyorum. Seni HİÇKİMSEYLE kıyaslamadan yapıyorum hemde bunu.

Kreş için ikimizinde uygun olmadığını yazmıştım geçenlerde. Bahsetmiştim ya birçok kreşle telefonda konuştum, bazısına gittim diye. Hatta Alev'in de fikrini almıştım. Ondanda tercihlerim arasında olan bir yerin aslında hiçte uygun olmadığını öğrendim. Aslında problem kreşlerin değilde, ikimizinde daha oralara uygun olmamasıydı aslında. Gezdiğim kreşlerde bir çok çocuk var, onlarında anneleri araştırıp göndermişlerdir aslına bakarsan. Hepside mutlaka içine sinmiş bir taraflar bulmuşlardır ki çocuklarını emanet etmişlerdir. Şu bir gerçekki hangisinin içine hangi kreş uyduysa oraya yollamışlardır. Yani birinin seçtiğini, diğerinin seçmemesi normaldir. Burada kreşleri kötüleyecek haddim yok tabiki. Sonuçta benim içime sinen olmamıştı.

Dün sabah televizyonda Prof. Dr. Haluk Yavuzer'i dinledim. Tam da kreş olayı aklımı kurcalarken tüm beynimi aydınlattı, rahatlattı. Bak ufaklık baştan söyliyim, kendim için Asla düşünmedim seni kreşe vermeyi. Doyasıya her anını yaşamak için işten ayrıldım ve taki 3 yaşına kadarda vermeyi düşünmüyordum. Ama evde sıkıldığını, sana verdiklerimin artık seni eskisi kadar tatmin etmediğini gördükten sonra gelişimin için acaba Kreş daha mı etkili olur diye düşünmeye başlamıştım. İşte bu ikilem arasında gidip gelirken Haluk Hocam çok güzel tamda benim aklıma ok gibi giren düşüncelerle rahatlattı beni.

" Bir çocuk için en sağlıklı gelişim, 2.5 yaşına kadar annesi, babannesi, anannesi, yada iyi bir bakıcı tarafından evde bakılmasıdır. 2.5 yaşından 3 yaşına kadar haftada 2-3 gün 2-3 saat ıyun gruplarına katılmasıdır ve en nihayet 3 yaşında KREŞE BAŞLAMASIDIR" dedi hocam. Tamda benim senin için karar verdiğim şeyi söylüyordu, bunu ondan duymak nasıl rahatlattı beni anlatamam. Hatta şunu da dedi, " Eğer bir çocuğu 2.5 hatta 3 yaşından önce kreşe gönderirseniz bu çocuk yaşı geldiği zaman yada ilkokul çağlarında OKULA GİTMEK İSTEMEYEBİLİR.

Baştan söyledimya ufaklık, her anne çocuğuna göre karar verir. Kimisi için 2 yaş uygundur, kimisi için değil, ama ben tamda bu çizelgenin sana uygun olduğunu düşünüyorum.

Yani tamda düşündüğüm gibiymiş....

14 Kasım 2012 Çarşamba

Caillou Kitap Serisi

Caillou kitap serisinden ilk aldığım kitap "BENİMLE OYNAR MISIN?" dı. İçeriğinde Caillou babasıyla oynamak istiyor ve onunla vakit geçirmeyi çok seviyordu. Gün içinde bu kitabı 50 kere okuduğumu hatırlıyorum. hadi kitap okuyalım dediğimde sadece bu kitabı getiriyodun, başka hiç bir kitabı okutmuyordun ufaklık. Hemen gidip bu seferde " Caillou büyük annesi ve büyük babası ile" aldım. Bu kitaba da bayıldın.

Sonra farkettimki sen şu an için kendi hayatınınki gibi hikayeleri dinlemekten çok hoşlanıyorsun. İşte babayla oynasın, dedeyle ananneye gitsin orda oynasın, denize git, yada işte aile dialogları olan türleri seviyosun. Caillou serisinin sana şu an için uygun olanlarını bitirdik bile.

Ya bide eline kitabı alıp "OKUUU" demiyo musun bayılıyorum ya:))

Acıkmışsın:))


Hayvan Dostu Oğlum Benim ( anasına hiç çekmemiş)


wok&walk'ta Demir&Rüzgar






Oda Dağıtmaca:))



Kendi masamı kendim yaparım:))




Amcama mı? Bana mı? yakışmış:))


Müzisyen Demir :)




İSHAL VE BRONŞİT

Antalya dönüşümüzden hemen sonra ishal oldun. Günde 8 kere falan yaptın ama enteresan bi ishaldi, ertesi güne geçti. İlk gün baya korktum, hiçbirşey yemiyodun ama genede ishal vardı. yatmadan bi doz REFLOR verdim. ertesi gün baktım kesilmiş bi daha vermedim.

3 gün geçmediki devamlı hapşırmaya başladın ama burun akıntısı yok, halsizlik var sadece, kafanı koyup uyumak istiyosun sürekli. Ertesi gün sabah ateş ve ishal başlayınca aldım sağlık ocağına götürdüm ( hastanelerde yaşadığımız problemlerden ötürü bide bunu deniyim dedim). doktor NORMAL DEDİ SALGIN VAR!!! Antibiyotik ve PETİTUS şurup verdi. antibiyotiğide şurubuda  kullanmadım. ( Antibiyotik kullanacaksam KAR-ZARAR yaparım Zarardaysak veririm) o gün ishalin için patates püresi, yoğurt, patates çorbası, pilav verdim. eee bu kadar katı besinden tabi gene kesildi ishal. Ateşini eve gelince sık sık üstünü değiştirerek düşürdüm, bu sefer öyle çok zorlanmadım, Allahtan 38de kaldı.

Ertesi gün güne öksürükle başladık, biraz şiddetliydi. Sabah akşam ıhlamur verdim. Bol ekmekli çorba dışında katı bişey vermedim. Zaten sürekli halsizdin, uyumak istiyodun uyudun. Baktım öksürük çok şiddetli yarım ölçek günde 3 kere şurup verdim. Gece hiç uyumadın. Zaten tesadüf Alev'de de randevumuz vardı. Oda bronşit olabilir dikkat et diyince. VENTOLİN BUHAR verdim 3 gün hemen açıldı bronşların, rahatladın.

Gezdik-Gezdik-Gezdik

Bu sene ne kadarda tatil yapmışız seninle ufaklık, yazdıklarımda oldu yazamadıklarımda. Mesela KEŞAN seyahatimiz vardı, Esin teyzenle, Doğanın yanına gittik bir hafta geçirdik, bizi ne kadar güzel ağırladılar, Fatih sana babanı hiç aratmadı, ona ne kadar teşekkür etsem azdır. Doğayla beraber aynı evde olmak sana çok iyi geldi, aynı evde iki bebek resmen birbirinizi büyüttünüz. Harika bir haftaydı. Resimlerde bi sıkıntı olduğu için bunca zaman yazmayı beklettim ama hala sıkıntı çözülmeyince atlamak istemedim.

Yaz tatilinin hemen arkasından Erdeğe gittik, SİBEL-BAŞAR-NUR'la. Babalar bizi bıraktılar, bide almaya geldiler. Başar'a hayranlığın belli zaten, tüm tatil boyunca Başar naptıysa sende öyle yaptın. Başar yatarsa yatarım, yerse yerim, içerse içerim. Başar hep sana uydu. Abilik bu kadar yapılır zaten. Denizden neredeyse hiç ama hiç çıkmadın. 1 hafta boyunca her gece dışarı çıktık, benim güzel oğlum pusetinde uyududa, annesi rahatça gezdi...Ama baban bizi almaya geldiğinde mutluktan ağladığını hiç unutumam. Nur teyzen harika fotoğraflarını çekti. Bekliyorum hala alınca, eklerim artık..

Ananne, Dede, Gogo ve biz Eskişehir'e gittik. ebru teyzenin düğünü için. 2 gün içindi ama doya doya eğlendik. Dedenle, anannenle ve Gogoyla harika vakit geçirdin. Dedeni o kadar koşturdunki adamcağız arabaya bindiğimizin 3. saniyesi uyuyakaldı:))

Bayramda, tabi bide evlilik yıldönümümüz için Antalya'ya gittik. Çok kalabalıktık, baban bana " sen zaten 7/24 Demir'lesin. Sen tatilini yap, benim tatilimde OĞLUM dedi. Ben kendimi ŞARAP-KAĞIT VE UYKU üçlüsüne adadım resmen. Kendi kendime uyandım ki bu benim için 30 aydır hayal olan bişeydi. Sen babana duydun ufaklık, sabahları kalkınca, baban seni gezintiye çıkradı, kedileri beslediniz, baba-oğul başbaşa kahvaltı yaptınız, hele havuz keyfiniz tam bir eğlenceydi. Golf oynamaya bayılıyosun ama topu delik yerine havuza atarak:)) Arkadaşarımız seninle çok ilgilendi, ama sen zaten kendinle zorla ilgilendirttiğin için:)) yemek bitince Demir masada ne kadar erkek varsa hepsini adıyla çağırıp kaldırıyosun, BASKET oynamaya. Eeee makinenin rekorunu kırıp, yeni rekorda yaptınız hani:)) Babanla uyudun, babanla kalktın...Hepimiz için harika bir tatildi.

Hep böyle TATİL TADINDA günler yaşayalım ufaklık:))

Teşekkür Ederim..

26 Ekim Evlilik yıldönümümüz....

Bundan 5 yıl önce evlilik teklifini kabul eden o kız, bugün hala eşin olarak seni deliler gibi seviyor... Harika bir eş, harika bir baba olduğun için sana TEŞEKKÜR EDERİM.

Çoğu zaman zıt görüşlere sahip olsakta, temelinde evimiz, yuvamız, huzurumuz için olaylara sadece farklı yerlerden bakıp, ikimizinde aslında varmak istediği nokta aynı oldu. Tartışmayı bildiğin için, benimle MUTLU olmak için verdiğin mücadeleye TEŞEKKÜR EDERİM..

Senden bi çocuk sahibi olmak, bu hayatta bana verebileceğin en güzel hediyeydi. Çocugumun babası olduğun için TEŞEKKÜR EDERİM.

5 sene boyunca, centilmenliğinden, romantizminden, saygından, sevginden en önemlisi AŞKINDAN herhangi bir eksilme olmadığı için TEŞEKKÜR EDERİM.

Hiçbir özel günü ( ben unutsam bile) asla unutmadığın, ve en özeli olsun diye çabaladığın için TEŞEKKÜR EDERİM.

Kendimi mutsuz hissettiğim zamanlarda, yanımda olduğun, ve her zaman olacağını hissettirdiğin için TEŞEKKÜR EDERİM.

Hamileliğimde, doğumdan sonraki dönemimde BANA DÜNYANIN EN GÜZEL KADINI OLDUĞUMU hissettirdiğin için TEŞEKKÜR EDERİM.

Sıkıntılarımı senin paylaşabildiğim için TEŞEKKÜR EDERİM.

Aileni herşeyin üstünde tuttuğun için TEŞEKKÜR EDERİM.,

Adı "BABA" değilde, gerçekten BABA olduğun için TEŞEKKÜR EDERİM.

Kendinden önce beni ve Demir'i düşündüğün için TEŞEKKÜR EDERİM.

Hayattaki herkese ve herşeye karşı ARKAMDA DAĞ GİBİ DURDUĞUN İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM.

Seni seviyorum kocacım, kısacası hayatıma girdiğin ve beni sevdiğin için TEŞEKKÜR EDERİM. NİCE YILLARA....

 

ADIM ADIM

Geçen sene üye olduğumuz Adım Adım seti bitti ufaklık, ilk başlarda iyiydi falan ama sonrakilere hiç ilgi göstermedin. Ayrıcada dışardan da daha ucuza temin edebileceğimi öğrendikten sonra tekrar üye olmaktan vazgeçtim. Gider bakarım, çok ilgimi çeken olursa alırım belki...

Ama haksızlık da etmiyim bu kadar zaman geldiği içinde memnunum. Setleri genel anlamda başarılı buluyorum ama sen çok ilgi göstermedin..

21. Ay Kontrolü

21. ay kontrolün için gittik geçen gün Alev'e. Gene ben sorularımı sormadan aydınlattı beni. Bugünlerde müthiş bi yeme sorunumuz vardı, gerçi 4 tane dişi aynı anda çıkarırken tabiki olacaktı ama anne yüreği işte yemeden olmaz diyor napıyım:))

** 30 aya kadar açlık grevine girerler sakın üzülme dedi. Bari şunu yesin, bari bunu yesin sakın yapma diye uyardı. SEN BİLİRSİN diyceksin, gerekirse aç kalacak dedi.

**abur cubura çok düşerler, meyve, et, süt, pilav ve makarna yerler. Sebzeden çok soğurlar dedi. abur cubur zaten çok vermem, gerektiği kadarını yemeklerden sonra veririm. Evet sebzeden bi nebze soğudun ufaklık:(

**Aktiviteler nasıl gidiyor dedi. Anlattım gittiğimiz kursları yeni bi tane önerdi. ben hiç duymamıştım. Bu hafta ona götürmeyi düşünüyorum seni. Bi araştırıyım, onuda yazıcam...

**Çok fazla titizliğe düşerler, sürekli ellerine, üstüne başına bakarlar eğer kirlenmişse hiç hoşlanmazlar dedi.

**Nedensiz korkuları olur, sinekten, böcekten, ondan bundan. Sakın üstüne gitme, korkacak bişey yok deme, gülme, eleştirme, bak ben korkmuyorum elime alıyorum gibi saçma sapan bişey yapma. Zamanla geçer dedi.

**Çıplaklıklarına bayılırlar, kendilerine aşık olurlar, kendilerini çok beğenirler. Bırak çıplak kalsın biraz dedi.

**10'a kadar saymayı öğret dedi.

**Zıt kavramları öğretmeye başla dedi.

**Trafik lamnasını göster, kırmızı da DUR, yeşilde GEÇ olduğunu bilsin dedi.

**hafıza kartları al dedi. ( mothercare)

**oyuncak meyveler al dedi. (mothercare) mıknatıslı, onları kessin dedi.

**Patates kafa al dedi.

**İkili puzzule kartları al yanlız 4 tane koy önüne, yapamazsa kendşne güveni gider dedi.

**BENİM dönemi başlıycak dedi. Herşeye BENİM DİYCEK hazırlıklı ol dedi.

**Takıntılı olucak, saçma sapan şeylere takılırlar, çok üstüne düşme 30 aya kadar geçer dedi.

**aquadoodle yazı tahtası al dedi, çok sevicek.

**üçüz dönemi başlıyor, anne, baba, demir sürekli söyler çok hoşuna gider dedi. Biriniz bi yere gidecekseniz, mutlaka ona söyleyin sakın kaçmayın dedi.

Güzel bilgiler aldım gene, aslında çoğu şeyi zaten en başından beri uyguluyoruz ailecek. Ama özellikle şu yeme konusu bazen sorun olabiliyor işte. Dedimya anneyim ben, napıyım ye istiyorum işte..

 

16 Ekim 2012 Salı

BEN HAZIR DEĞİLİM

Uzun zaman oldu yazamadım ufaklık, günler nasıl geçiyor anlamıyorum valla. çalışırken gün çok uzun gelirdi bana, koca bir güne o kadar iş sığdırırdım ki, çok şey yapardım. Şimdi seninle zaman resmen su gibi akıp geçiyor. Gün seninle dolu, senin ihtiyaçlarınla:))

Büyüdün, artık koca adam olma yolundasın. Bi kere ne istediğini çok güzel anlatıyosun, bazen tek kelimeyle, bazen çift ama mutlaka anlatıyosun. Tabi senin anlatımın geliştikçe, aramızdaki iletişimde baya bir güçleniyor. Bi kere sana artık bir kere söylüyorum, mesela yemeğe çağırdığımda hemen geliyosun:)

Geçen gün Arzu ile konuştum, kreşe gönder artık dedi. ee nede olsa anaokulu öğretmeni, fikrine güveniyorum. Yetemiyorum tabi sana, evde sıkılmaya başladın ( çokta evde durduğumuz söylenemez ama)

Farklı şeyler deniyoruz sürekli ama tabi benim aklıma gelenlerle sınırlı. Kreş öylemi ama sınırsız aktivite. Çok fazla arkadaş, paylaşım daha neler neler...

Ben senin için, işimi bıraktım ufaklık, seni kendim büyütmek istediğim için, seninle her anını doyasıya yaşamak için. Aslında kreş için kafamda belirlediğim yaş 3tü. Fakat geçen kontroldede Alev söylemişti gelişimi çok hızlı, mutlaka değerlendirin, oyun gruplarına götürün, aktivitelere katılsın dedi.

Seni götürmediğim oyun grubu neredeyse yok, ayrıca müzik kursuna gidiyoruz haftada bir, ee bide evde aklıma gelen bin birtürlü oyun. Bu arada seni aktiviteye boğmuyorum ha, sadece eğleneceğin şeyleri seçiyorum öyle kuru kuru ders gibi olmuyor yani:))

Öncelikle eğlen, sonrada birşeyler öğrenirsen ne mutlu bana...

Neyse gelelim kreş meselesine, eee küçük değil, bak görürsün ne çok şey öğrenecek, daha mutlu olacak falan dediler de ben hemen araştırmaya giriştim. Tabiki yumuşak bir geçiş yapmaya çalışıyorum. önce haftada 3 gün, sonra yarım gün hatta 3 ay falan böyle gidelim, sonrada tam gün veriyim dedim.

Aslında kreşi kafamda netleştirmiştim ama araştırmadan da kesin kararımı vermek istemedim. Öncelikle, bi liste hazırladım kafamda, önce telefonla görüşüp tek tek randevu aldım, bazılarına daha telefonda bile ısınamadan listeden sildim, bazılarını ise görmeye gittim. Bu arada kafamdaki kreşi tek birşeyin belirleyeceğine inanıyorum o da İÇİMDEKİ HİS... Biliyorumki beni kendime göre en iyisini seçmeye yönlendirecek olan sadece İÇİMDEKİ HİS. Taa kapıdan girerken evet burası diyeceğim bir yer olmadan da göndermem seni..

Bi kaç yer gezdikten sonra, öncelikle söylemeliyimki evet bebeğim sen daha hazır değilsin, aslında senden önce BEN HAZIR DEĞİLİM. Tabiki kreşin faydalarını, sana katacaklarından hiç şüphem yok ama biliyorum, hissediyorum İKİMİZDE HAZIR DEĞİLİZ.

Bi kere en önce güvenliği benim için çok önemliydi, gerçi baktığım yerlerde güvenlik tamdı. Fakat içerdeki güvenliğe gelince, işte o hiçbirinde YOKK. Genelde kreşler çok katlı ve merdiven kapısı koymuşlar bizim evdeki gibi. Ama hangi kreşe girdiysem, kapılar hep açıktı. ( biz kapatıyoruz siz merak etmeyin dediler ama)

Çocuk yaşları hep 2,5 tan yüksekti. Senin yaş grubunda ya 1 yada en fazla 2 çocuk vardı. Eee diğerleri zehir gibi merdivende koşuyo, konuşuyo, herşeylerini kendileri yapıyorlar. yemek menülerini görünce zaten çok şaşırdım, bilmiyorum belki ben hazır olmadığım için bahane arayıp durdum.  Sen ve diğerleri baya küçük kalıyosunuz yani. Neyse veren annelere lafım yok, ama ben daha gönderemiycem seni..

Daha da baya çok şey var şimdi burda yazmaya üşendiğim ama dediğim gibi,kreş konusu 2 yaşa gelene kadar bizim evde kapandı...

Ama tekrar açıldığında bu kreş olayını detaylı bir şekilde yazıcam:))

1 Ekim 2012 Pazartesi

Anne- Baba Dışarda:))

  Eeee bizimde bi hayatımız var dimi ama, cumartesi gecesi babanla bir arkadaşımızın doğum gününe katıldık, kendi doğum günümden buyana ilk defa. Sen evde ananne ve babanneyle kaldın, bizi gönderirken biraz ağladın ama ben vicdanımı yanıma alarak gittim valla:)
 
 Birincisi bizim, özellikle benim dışarda olmaya ÇOK ihtiyacım vardı, ikinciside sen artık büyüyorsun ufaklık, herşeyi anlıyosun, ananne-dede-babanne-amca-dayı-lala bunlarlada çok keyif alıyosun eee biz niye çıkmalayalım ki?

 Bizden sonra hemen susmuşsun, deliler gibi oyunlar oynamışsınız, yemeğini yemişsin, sütünü içmişsin sonrada bi güzel babanne uyutmuş seni. Geldiğimizde özlediğimizi farkettik babanla.

 Ama bize de iyi geldi yenilendik:) Artık sık sık yaparız;)

"ÇOCUKLA İLETİŞİM "

ÇOCUKLA İLETİŞİM

Yeni bir seminere daha katıldım ufaklık.Eee insanın evladı hakkaten başkaymış, sürekli kendini eğitmek, geliştirmek, yinelemek istiyor insan. Sana hep daha iyi olmak istiyorum. Asla mükemmelliyetçi değilim, sadece MUTLU, HUZURLU, SAĞLIKLI bir çocuk ol istiyorum.

Bu seminerden de ufak ufak notlar aldım;

** 3 çeşit insan davranışı sıraladık

1- EDİLGEN İNSAN: Sadece karşısındakinin ihtiyaçlarını düşünen, asla kendi ihtiyaçlarını düşünmeyen, kısacası yaşamda kurban olmuş.

2- SALDIRGAN İNSAN:Sadece kendi ihtiyaçlarını düşünen, asla karşısındakinin ihtiyaçlarını düşünmeyen. Kısacası BEN odaklı.

3-ETKEN İNSAN: Hem kendinin, hemde karşısındakinin ihtiyaçlarını düşünen, ortak çözüm arayan.

** Bi ebeveyn olarak, kendimizde beğenmediğimiz davranış şekilllerinin ( sinirli olmamız gibi) bizi biz yapan insani duygular olduğunu asla unutmamalıyız.

** Farkında olmadan, bir başkasıyla yaşadığımız bir problemi çocuğumuzdan, yada çocuğumuzla yaşadığımız bir problemi başkasından ÇIKARMAMALIYIZ. Problerimizi çözerken ETKEN bir insan olmaya çalışmalıyız.

**Karşımızdakiyle SEN DİLİYLE değil ( sen suçlusun, sen böylesin, sen şöyledin gb.), BEN diliyle de konuşabilmeyi bilmeliyiz.,

**Küsmek, ima etmek, kabaca laf sokmak, telefonu suratına kapatmak, arkanı dönüp gitmek, kapıyı vurup çıkmak, bunların hepsi PASİF SALDIRGANLIKTIR. Saldırgan kişiden çok da farklı değildir.

**Eğer sinirliyseniz mutlaka karşınızdakine bunu önceden söyleyin, bakın nasıl işe yarayacak:))

** İnsanları kırmamak adına -mış gibi yapmak, idare etmek, gibi davranışlarımız daha sonra bize olumsuz olarak dönebilir. Nasıl hissediyorsak, karşımızdakine ETKİN bir dille, duygularımızı anlatarak konuşmalıyız. Çünkü mış gibi yaptığımızda kendimizi mutsuz ettiğimiz için, başka bir şeye sinirlenebiliyor olmamız kaçınılmazdır.

** Hayatımızda bişeylere, birilerine kızdığımız yada kırıldığımız zamanlarda mutlaka öncelikle duygumuzun KEŞFİNİ iyi yapmamız gerekiyor. O an ne hissediyoruz??? Tedavisi ise en önce KONUŞMAK... İletişim bireyler arasında ÇOK önemlidir. Ama en önemlisi AİLE de ve EBEVENYLİKTE.

**Ebevenyler arasındaki iletişim ne kadar güçlüyse, çocukla aralarındaki iletişimde o kadar güçlü olacaktır.

**ETKİN DİNLEME, hayatımızda çok çok önemli yer tutmaktır. Etkin dinlemeyi becerebilirsek, hayatımızda birçok şeyin daha kolay yaşandığını görebiliriz.

Aslında kısacası, herkesin bildiği, kitaplarda okuduğu, internetten araştırdığı ve en önemlisi OLMASINI İSTEDİĞİMİZ DAVRANIŞ ŞEKİLLERİNİ konuştuk. Sorun bunları HAYATIMIZA GEÇİREBİLMEK. Ben kendi adıma söyleyebilirimki, DENİYORUM ufaklık. SENİN İÇİN..

19 Eylül 2012 Çarşamba

Senin Ekip

Arkadaş canlısı olan sen baktın evde yanlız olmuyor hemen kendine bir ekip kurdun, ben bu fotoğrafı çektikten sonrada gruba 2 kişi daha geldi:))

Ne yaparsan yap ama arkadaşların olmadan yapmıyosun, gerçi ekibinle yapmayı en sevdiğin şey masal dinlemek. Kitap alıp geliyosun eline, arkadan da ekibi koltuğa oturtuyosun, deyme keyfine:))
Amca da gelir gelmez hemen aynı şeyi yaptın ufaklık:)

17 Eylül 2012 Pazartesi

19. AY KONTROLÜ

2 ay geçmiş son kontrolden sabırsızlıkla bekliyorduk zaten. Boyunu, kilonu çok güzel buldu. Muayene esnasında çok rahat durduğun içinde çok sevdi seni, ÇOK MUTLU BİR ÇOCUK dedi senin için. Bizide tebrik etti valla ağlayacaktım:))

Başladı bizi bekleyen gelişimleri sıralamaya;
1- İnadı çok artacak
2-Siyam ikizi gibi olacaksınız, anneye çok bağlanacak
3-mastürbasyon yapabilir dedi. ( buna çok şaşırdık ama şaşırmayın dedi)  mecbur kalmadıkça hiçbir şekilde FİTİL KOYMA, elleriyle pipisine dokunduğu zaman asla YAPMA deme, sakın pipisinden falan öpmeye kalkmayın dedi.

4-Aklı poposunda olacaktır, orayı keşfetmeye çalışacaktır, YAPMA deme dedi.
5-Tuvalet al, mutlaka özendir dedi ( çalışmalarımız devam ediyor zaten)
6- Ayakkabısını, çorabını, terliğini, şapkasını kendi giyip çıkarmaya çalışacaktır, karışma yapsın dedi.
7-Fermuar açıp, kapatmasını öğret dedi
8-Üflemeyi, koklamayı öğret ( ki öğrettim)
9-Pipet kullanmaya alıştır dedi ( 3 aydır kullanıyosun zaten)
10-Farklı kokuları koklat dedi
11-kaşık kullanmaya başlayın dedi ( zaman zaman üşenmediğim zamanlar deniyoruz bakalım)
12-3 figürlü dans öğret ( bakalım oyun gurunda öğreneceğiz zaten)
13-gölgesini keşfedecek
14-Akşam ışıkları kapatıp, fenerle ışık kovalamaca oynayın
15-En yakınların adlarını bilir ( annne- dede- amca-gogo-lala maşşalh herkesin bi adı var sende)
16-Nesneyi saklar, yerini unutmaz mutlaka sorun dedi
17-Dönmeyi öğrenir( ki öğrendin)
      kutu kutu pense, dönmeli oyuncak falan oynayın dedi
18-Başparmağım, küçük parmağım şarkısında parmaklarını öğrettin dedi
19-Buzdolabını beraber yerleştirin, herşeyin adını söyleyin
20-evdeki sorumlulukları öğretin
     ÇÖPÜ ÇIKARABİLİR
     KAPIYI AÇABİLİR
     POŞET TAŞIR
     OYUNCAKLARINI TOPLATIN
21- 14 mısralı bir şiir animasyonunu ezberlet ( PEPE SAĞOLSUN FAZLASI VAR EKSİĞİ YOK)
22-Basketbol potası alın ( 2 aydır var, artık uzaktan bile basket atabiliyosun)
23-Albüm gösterip, anlaton
24-Doğa seslerini öğretin
25-Taamir aletlerine bayılır, babayla beraber yapsın
26-Müzik aletlerinin seslerini öğretin( bakalım oyun grubu sağolsun)
27-Ahşap geometrik puzzle paptırın mutlaka dedi
İşte burada çok gurur duduk seninle, zaten yapıyor dedim. Alev hoca 12 parçalı geometrik puzzle verdi, yardımsız 1 dk içinde kendi başına yaptın. Alev hocam HARİKA dedi. 3 ay önden gidiyor gelişimi dedi. Gurur duyduk seninle.
28-Fark bulmaca oynayın
29-Hareketli kitaplardan alın, kendisi bulsun dedi. ( hemen aldım, bulmaya başladın bile:))
30-güneş-yıldızlar
      akşam-sabah
      karanlık-aydınlık öğret
31-SU DÖNEMİ BAŞLADI MUTLAKA İZİN VER DEDİ ( SULU BOYAYA BAŞLADIK)

Banada bir kitap önerdi hemen okumaya başlayacağım, SİNEM OLCAY KADEMOĞLU ANNELİK REHBERİ.....

Bu arada ALEV HOCAM senin siteni keşfetmiş, onun için yazdığım yazıyı yeni okuduğunu çok teşekkür ettiğini söyledi. Ben nasıl mutlu oldum anlatamam, onun için ne yazsam azdır valla, bilgisine, tecrübesine, yakınlığına çok çok teşekkür ettiğimi bir kez daha söyledim bende:))

Yalancıktan Ağlama:))

2 haftadır bide buna başladın, bakıyosun istediğin bişey olmuyor hemen yalandan ağlamaya başlıyosun. Tek damla göz yaşı yok, eller gözleri kapatmış sadece ağlama sesi. Tabiii anne bunu yutuyor mu hayırrrr ama baba EVETTT, dede EVETTT, annene-babanne EVETTTT:)))

DURUL GENCE ANNE-BEBEK RİTİM-MÜZİK GRUBU

12 aylıktan bu yana götürmek istediğim bir yerdi seni, 18 aydan öncesini kabul etmedikleri için götürememiştim. Zaten kayıt talebim olduğu için hafta içi aradılar, bizde CUMARTESİ hemen derse gittik.

6 çocuk, 6 veli sınıfa girdik, MİNE öğretmen vardı bide. İlk etapta çocuklar sınıftaki ekipmanlarla ilgilendi, bi süre izin verdi öğretmenler, sonra şarkı eşlinde dans etmeye başladık, çocuklar kah dans ettiniz kah yürüdünüz, kah sınıftan çıkmak istediniz. Daha sonra sırasıyla öğretmenin çıkardığı müzik aletlerini kullanmaya başladınız. Fakat oturan, uslu uslu bekleyen çocuklar ilk sırada oynayacaklardı, sen bide başka bi çocuk biran evvel dokunmak istediniz ama nafile sıranızı beklediniz:)) öğretmeniniz böyle uygun buldu:))

Çok keyif aldık beraber, sen çok sevdin, hatta 1 saatin sonunda baktım öğretmenini dinler oldun:)) Deneme dersiydi bu. Hemen kayıt yaptırdım ama artık haftada 1 gün gidicez ufaklık:))

"OKU"

Yeni kelimemiz bebeğim, kitaplarla aran ne çok iyi ne çok kötü. Seni haftanın 3 günü muhakkak ARKADAŞ kitapevine götürüyorum, aşina ol, kitapları sev diye. Ayrıcada orada beraber çok güzel vakit geçiriyoruz fakat kitapların yerlerini değiştirmek şu an için en sevdiğin aktivite ama eğer bir kitabın üstünde tanıdığın bir nesne varsa hemen getiriyosun, gösteriyosun, hele hele kitap PEPEliyse eğer baştan sona her sayfayı çevirip, teker teker bildiklerini gösterip söylüyosun, bilmediklerinide bana söylettiriyosun. Geçenlerde TÜBİTAK yayını olan güzel bir aktivite kitabı almıştım, orada kitapların evde rafta durmamasını mutlaka sana ait bir kitap kutusu olması gerektiğini, senin kutudan alıp alıp bakacağını hatta daha çok ilgileneceğini söylüyordu. Hemen denedim, sana ait bir kitap kutusu oluşturdum ve görebileceğin bir yere koydum. Gerçektende kitaplara olan ilgin arttın, rafta dururken hiç bu kadar ilgilendiğini görmemiştim, artık pepe hariç diğer kitaplarıda mutlaka kendin alıp inceliyosun. Ben CAİLLOU serüvenlerini okuyorum sana ( ki çizgi filmini hiç bilmiyosun). Aile diyalogları içerdiği için çok ilgiyle dinliyosun hatta benden sonra kitabın sayfalarını çevirerek karakterlerin adlarını söylüyosun ( anne, baba, annanne, dede gibi). Hayvanların olduğu kitapları çok seviyosun, tanıdığın hayvanları görünce seviniyosun hemen ya adlarını, yada çıkardıkları sesleri söyleyerek bildiğini gösteriyosun.

GÜLE GÜLE KAKALAR 2 gündür en sevdiğin kitap oldu, ha bire kakaları görüp söylüyosun. Bugün ilk defa kitapları getirdin ve bana "oku" dedin. Önce anlamadım, ne diyosun diye sonra bir farkettim gerçektende "oku" diyosun. Çok sevindim. Ağzına sağlık bebeğim, inşallah ömrün boyunca kitaplarla aran çok iyi olur.

28 Ağustos 2012 Salı

Engel Tanımam!!!


Akvaryumdaki Tanımlanamayan Cisim

Bu ne yaaaa, o akvaryumdaki LEGO ne alaka???  Onun yeri orasımı ha ufaklık??

Burun Karıştırma ( ııyyykkk)

Hiç ama hiç komik değil ufaklık, sen çok eğleniyosun ama ben o kadar eğlenmiyorum. Nasıl öğrendin, kimden gördün bilmiyorum ama bu kadar zevkle yapılmazki bu iş:)) Hayır çıkanıda yerim yada yersin yapıyosun bide:))
 Ayrıca bu ne kılık böyle tam koca herifler gibi:))

ÇOCUK OLMAK:))


Geçen gün ailecek yemeğe gittik, tam oturduğumuz restaurantın önünde sular dans ediyordu ( bilsem otururmuydum hiç) Oradaki tüm çocuklar toplandı bir anda, çılgınlar gibi suların arasında oynadılar, nasıl çoştular, nasıl çoştular anlatamam. Hiçbirşeye ama hiçbirşeye aldırmadan ıslattılar kendilerini. Eee sen onları görünce durur musun hiç. Sende attın kendini suların içine. Sonuç: DEMİR SIRILSIKLAM...

Rüzgarla BOWLİNG :))


Güneş Gözlüğü Nasılda Yakıştı Oğluma :))


Kardeş Harika Bişey Yaaaa:))




Başarla kurduğun bu KARDEŞLİK duygusuna bayılıyorum bebeğim. Bi kere Başar naparsa bende yapıcam duygusu gelişti sende. Başar uyursa uyurum, Başar yerse yerim, Başar .içerse içerim.... Başar'ın elinde ne görürsen gör hemen alıyosun bi kere, hayransın ona. Hatta ikinize aynı şeyi veriyorum ama nafile sen genede gidip onun elinden alıyorsun. Ama akıllı oğlum benim ne de güzel idare ediypr seni, TAM BİR ABİ İŞTE:))

Adım Adım 19. Ay

Yeni setimiz bebeğim; teması BEDENİMİ KEŞFEDİYORUM II. Çok ama çok keşfettik bedenini, ama karıştırabiliyosun:)) Burnun yerine ağzını gösterdiğin oluyor ama çok tatlısın.

ATATÜRK

Söylemeni en sevdiğim kelime işte ufaklık. Nasılda güzel söylüyosun bir bilsen. Duyan herkesin ağzı açık kalıyo valla. Ağzını yerim senin:))

2 Ağustos 2012 Perşembe

7/24 ANNEYE GÜVENLİ BAĞLANMA


Kitabın adını okur okumaz etkilendim, seninle 7/24 beraber olduğumuz için ve beni en çok kaygılandıran konuydu GÜVENLİ BAĞLANMAYI sağlayabilmek.

Aslında yazarı TV programlarındada çok izlerim, hatta bazı dediklerini hiç mantıklı bulmam ama birini eleştireceksen de mutlaka yazdığını oku dimi??

Kitabı hakikaten birçırpıda bitirdim ama açıkçası okurken çok sıkıldım, acayip geçmişten, tarih öncelerinden bahsediyor, hep çözüm, uygulama nerede acaba diye bekledim ama kitabın sonunda anlamsız bi hikayeyle anlatmış meğersem.

Mesela sorun yaşayan bir anne-çocuk ilişkisinden bahsetmiş, ama çözülmüş mü? çöüzlmüşse nasıl çözülmüş işte ondan hiç bahsetmiyor. Sanki cevabı olmayan, bi çok SORU okumuşum gibi oldu.

Ama hakkını vermek gerekirse, altını çizdiğim, okurken aklımdan asla çıkmasın dediğim bikaç cümle oldu.

1 Ağustos 2012 Çarşamba

İçim Sızladı Ama:((

26 Temmuz benim doğum günümdü ufaklık biliyosun. Tarih itibariyle hafta içine geldiği için, üçümüz evde başbaşa kutladık. Ama baban bana cumartesi akşamı için SÜRPRİZ bir parti hazırlamış. Gerçektende çok büyük sürpriz oldu, çünkü sen 2 gün boyunca uyumakta çok zorlandın, babanı çok yordun, hatta sürekli BABA diye ağladın. ( tabi bu hafta babanın 3 gün şehir dışında olmasınında bunda çok büyük etkisi var) Eee hal böyle oluncada babanla ben konuşup karar verdik, eğer sen vaktinde problemsiz yatarsan biz ikimiz yemeğe çıkacaktık, eğer yatmazsanda hiçbir şey senden önemlli değil diyerekten evde oturacaktık.

 Cumartesi günü sabah ananneye kahvaltıya gittik seninle, taa arabada başladım anlatmaya "ANNECİM BİZ AKŞAM BABANLA BAŞBAŞA YEMEĞE GİDECEĞİZ, SEN ANANNE VE BABANNENLE OLACAKSIN LÜTFEN ONLARI ÜZME GÜZEL GÜZEL OTUR falan filan " dedim işte. Hatta akşama kadar bi 50 kere falan da anlatmışımdır. Öğlen baban geldiğinde, karar verdik seni uyutmadan çıkacaktık, hatta sana da izin kaçta uymak istersen o zaman uyu ananne ve babannenle keyif yap istedik. Hayvanat bahçesine falan götürdük seni ( ki ayrıca anlatıcam) neyseki tam 7.00da eve geldik.

Beraber akşam yemeğimizi yedik hemen, sonra baban seni banyoya soktu, ben hazırlandım, baban hazırlandı ve nihayet evden çıkmaya geldi sıra. Bu sırada saat henüz 20.00 di. Nur teyzenin nişanından sonra seni ilk defa bırakıp çıkacaktık, açıkçası bizde çok huzursuzduk ama anneciğim sen artık 18 aylık koca bi adam olduğun için alışman gerektiğinede karar verdik.

Neyse tam kapıdan çıkacakken, sen bi baktım bacağıma yapışmışsın, ya ağlıyosun bide nasıl içli içli. Bende ağlayacaktım nerdeyse ama tam duygularımı kontrol ettim ve tamda gözünün içine bakarak "Anneciğim, bugün benim doğum günüm sana sabahtan beri anlattım, babanla beraber dışarı çıkıyoruz, sen ananne ve babannenle kalacaksın, onlarla oyun oynayıp, yatacaksın, ama gece biz senin yanına geleceğiz, hatta sen bizim yatakta yatacaksın. BİZ MUTLAKA GECE YANINDA OLACAĞIZ" dedim. beni anladın ama çok tatmin olmadın bide şansını denemek için, koştun bu sefer babanın bacağına yapıştın. O da benimle aynı cümleleri kurdu, özellikle "gece mutlaka yanına geleceğiz" sözünü o da benim gibi bastıra bastıra söyledi. Sen bu seferde babanın ayakkabılarını giyip kapının önünü kesitin. Babanla ben göz göze geldik, bi tarafım "gitme, sakın üzme çocuğu" dedi, diğer tarafım "saçmalama git, bak iki annede başında hem artık 18 aylık oldu, seninde buna ihtiyacın var" dedi.

Babanında desteğiyle evden çıktık, sen hem BYE BYE yapıyosun hemde ağlıyodun. Babana dedim kapıda bekleyelim eğer susmazsa geri gelelim diye. Baban ondan hiç beklemediğim bi tepkiyle "büyüdü artık, bizim her dediğimizi anlıyo zaten gece de yanında olacağız mutlaka vicdan yapma eğlenme bak dedi" biz tam arabayı hareket ettirmiştik ki annem aradı "merak etmeyin hemen sustu rahatınıza bakın "dedi.

Ben vicdan yapa yapa yemek yiyeceğimiz yere geldik, bi de baktımki baban bütün arkadaşlarımızı çağırmış, bana sürpriz yapmışlar. Harika bir gece geçirdik ufaklık, 18 aydan sonra ilk kez eğlenmeye gittik babanla, ama sohbetlerimizde hep sen vardın tabiki, Gitmekle ne kadar doğru bir karar verdiğimi anladım, sen benim HAYATIMSIN ötesi yok, ama benimde mutlu olmaya hakkım var dimi??

Gece de söz verdiğimiz gibi yanındaydık, sen zaten su içmeye kalkınca bizi gördünya tamam herşey yoluna girdi:)))

Başar'la Teras Sefası




Havalar o kadar sıcak o kadar sıcakki çok bunalıyoruz bebeğim. Eee bizim evde balkon olmadığı için de acayip zorlanıyorum tabi. Geçen gün Başar'lara gittik. Siz hortumu bulunca terası birbirine kattınız. Ama çok eğlendiniz:))

GOGO ve DEMİR

Çirkin Ördek Yavrusu Seni:))

Bunlar bile çirkinleştiremedi seni bebeğim:)

Pınar Abla Yapmış:))


Babanın Ayakkabısı

Bugünlerde evdeysek eğer zamanının çoğunu ayakkabılıkta geçirmeye başladın. Tüm ayakkabıları dağıtıyosun, hepsini salona getirmeye çalışıyosun, bi yere gitmek istiyorsan eğer elinde benim ayakkabılar hemen yanıma geliyosun. Ama işin ilginç tarafı ne biliyo musun SADECE AMA SADECE babanın ayakkabılarını giymeye çalışıyosun. Erkek çocuğu olduğun nasıl da belli ama:))

Bu arada sana yeni bişey öğrettim, eve girer girmez kırmızı halıya otur ayakkabını çıkar diyorum hemen oturup ( kendin çıkaramadığın için) benim çıkarmamı bekliyosun. Artık alıştın, kapıdan girer girmez ayakkabımı çıkarın diye yüzümüze bakıyosun. AFERİN ufaklık aferin:))

26 Temmuz 2012 Perşembe

Bugün ANNE'nin DOĞUM GÜNÜ:))

Bugün 30 yaşına bastığım ilk gün ufaklık. Bugün benim doğum günüm. Ben annesinin, babasının küçük prensesi, kardeşinin ablası, kocasının ilk aşkı ve karısı ama artık en büyük sıfatını almış olan ben öncelikle SENİN ANNENİM.

Geçenlerde farkettim 30'lu yaşa girmenin bile beni ne kadar değiştirdiğini. Gerçi kabul ediyorum, yaşadıklarım anne olana kadar ki düşüncelerim, hayatım, anne olduktan sonraki halim herşey ama herşey beni çok değiştirdi. Ama biliyomusun şimdiki halim en çok beğendiğim halim. Çünkü artık hayatımda sen varsın.

30'lu yaşlara girmek beni çok heyecanlandırıyor. Kendimi daha olgun, daha dingin, daha huzurlu hissettiğim bir süreçteyim artık. Geliştirmek istiyorum sürekli kendimi, her konuda bilgi sahibi olmak istiyorum. Seninle ilgili, kendimle ilgili, hayatımızla ilgili her ama her konuda daha çok eğitmeliyim kendimi diyorum. Sebebi de benimle GURUR duy istiyorum bebeğim. Annenle GURUR duy. Benim işte bu yaşgünü dileğim bu. Ve gör bak senin gurur duyacağın bir ANNEN olacak bebeğim.

Bu sene ilk canım kocam kutladı doğum günümü, hemde tam 00.00 da. Ve ben sürekli şükrediyorum senin gibi bir bebeğim, baban gibi bir kocam ve arkamda dağ gibi beni sürekli kollayan bir AİLEM olduğu için. Hepinizi çok ama çok seviyorum. Beraber daha nice güzel mutlu yaşlara...

 

 

25 Temmuz 2012 Çarşamba

Balıklar:)

Şu an tam 1.5 yaşındasın ve tüm hayvanları çok ama çok seviyosun bebeğim. Önce köpeklere hayrandın gerçi hatranlığın hala devam ediyor:)) Sonrasında kedileri köpeklerden ayırmaya başladın artık onlara farklı sesinle, farklı davranıyosun. Seni sürekli pet shop lara götürmemin bunda tabiki çok büyük etkisi var. İlk köpek sevdan gerçi İzmir'de ortaya çıkmıştı. Cesur ve GaRip ile başladı.

Yanlız şu aralar feci halde BALIK hatası oldun. Nerde görsen çıldırıyosun, Cepanın en üst katındaki büyük akvaryumun bile yerini öğrendin ne zaman o kata çıksak sen kendin koşa koşa yanına gidiyosun. Algın fazlasıyla açıldı, halında, havlunda balık var hemen farkediyosun, tabağındaki o küçücük balığı bile farkettin.

Eeeee dur bakalım yakın zamanda sana bir sürpriz gelebilir:)))