Canımmmm Ailemmmm

Canımmmm Ailemmmm
Hayatımın Aşkı..

27 Mart 2013 Çarşamba

PO-ĞA-ÇA

Pazar günü arkadaşlarla kahvaltıya gittik, orada neredeyse 2 tane poğaça yedin, sende baban gibi hamur işine acayip düşkünsün:))

vee pazartesinden itibaren, bana, her arayana POĞAÇA deyip duruyosun:)) Hayır o kadar güzel söylüyosunki, insanın o ağzını yiyesi geliyor vall:))

KES, SÜR, YAPIŞTIR 2

Aile ağacından sonra elinde pepe dergisi dolanmaya başladın, bende orda gördüğüm karakterleri kestim ve sen aynı şekilde arkalarına uhu sürüp yapıştırdın, sonrada senin (yeni belirlediğim) aktivite duvarına astık. Çok ama çok heyecanlandın, hatta baba baba demeye başladın, yani bu demekki hemen babana göstermek istiyosun:)) Neyse akşam baban gelir gelmez, hemen duvarın yanına götürdün ve büyük bir gururla BABA MENNNN dedin.. Tabi koca bi alkışı hakkettin bebeğim...

KES, SÜR, YAPIŞTIR 1

Bugün beraber aile ağacı yaptık seninle bebeğim, ikimizde çok keyif aldık, gerçi senin heryeri uhulama ve boyama isteğin biraz zorluk yarattı ama sonunda iş güzel oldu. Tamamen ortak bir çalışma oldu, ben sadece kestim, sen arkasına yapıştırma sürüp, yerine koydun. Yani anne-oğul ortak çalışmamız...

Bu ilk aile ağacımız, buradaki kişiler rütun olarak sürekli gördüğün ve sürekli yanında olan insanlar. tabiki ailemiz daha kalabalık ve yazılacak  isimler var, sen biraz daha yapmaya başladıktan sonra asıl büyük aile ağacını beraber yapacağız yeniden...

KLASİK TÜRK ERKEKLERİ

Benim erkeklerim tam da klasik TÜRK ERKEĞİ olmuş yaww. Üstte beyaz atlet, altta pijama, karşılarında bilgisayar... Hem yakışıklılar, hem de KROLAR yani:)) neymiş KROYUM AMA TİP BİZDE....

26 Mart 2013 Salı

Cuma Günü DEDE günü...

Bebeğim, canım oğlum, canımdan çok sevdiğim, canımın tamamı... Sen hayatımızın herşeyi, yaşam kaynağımızsın.. Ama babanla benimde haftada bir kerede olsa başbaşa çıkmaya, eğlenmeye, deşarj olmaya hakkımız var dimi ama?

Yaklaşık 1,5 ay önce başladık senin CUMA gününü DEDE günü yapmaya.. Cuma günü akşam 7 gibi seni bırakıyorum dedenle, anannene, gece de ben yanına gelip yatıyorum.. Bizde bu süre zarfında babanla vakit geçiriyoruz. Sende çok mutlu oluyosun bazen OFFF ANNE diyosun ama gidince hemen adapte oluyosun, hem dedenle oynuyosun, gogo istediğin oyunu açıyor sana, gogoyla yada dedenle sarılarak uyuyosun, anannen en sevdiğin yemekleri yapıyor, lala o çok sevdiğin KİNDERİ mutlaka alıyor , herkes peşinde yani ufaklık:))

Bu durumdan gerçi en çok deden mutlu oluyormuş, neden çünkü seninle uyuyormuş:))

Eeee tabi bizde babanla eskiden sevgililiğimizde oldu gibi geziyoruz, hatta dönüşte beni dedenlere bırakıyor ya hakkatende sevgililik yaşıyoruz...

Bu arada neden CUMA biliyo musun?? Cumartesi yapmadık, çünkü PAZAR günleri bizim için ailecek geçirdiğimiz en güzel gün, ee biz gece dedenlerde kalsaydık,pazar günkü neşeli kahvaltılarımızı, oyunlarımızı yapamazdık. Ayrıca zaten her cumartesi ananneye kahvaltıya gidiyoruz ya o yüzden seni en etkilemeyecek gün olarak CUMAYI seçtik:))

Kreşş

Bakmaya başlayacağımı söylemiştim ya ufaklık, VAZGEÇTİM. Ekimde başlayacaksın kreşe.. Birincisi zaten yaz geldi, biz mayıs ayında anne-oğul tatil dönemini açıcaz Allah'ın izniyle.. Planladığım 5 tane tatil gözüküyor şu anda, sürekli, kreşten uzaklaş, sonra tekrar alış yapmak istemiyorum birincisi, ikinciside yaz dönemi zaten sürekli sabah-akşam dışarı çıkarıyorum seni, aktivitede yapıyoruz beraber, bide deniz-kum güneş ohhh daha ne olsun dimi.

Alev'e katılıyorum, konuşması ilerler, kendine özgüveni gelir, sosyalleşir dedi ama mevsim itibari ile bize uygun gelmedi, ayrıca 2 yaşın daha ANNE evdeyken de kreş için küçük olduğuna bir kez daha karar verdim ve ekim ayında 3 yarım gün başlatmak üzere bu KREŞ KONUSUNA şimdilik nokta koydum...

PORTAKAL 3

Evet ufaklık, portakalın dozunu arttırdım, haftada 3 bir portakalın suyunu veriyorum, hiç sıkıntı yok, vücutta kızarıklık yada alerji belirtisi yok, sadece ama sadece popoda pişik var, onuda hametanla çözüyorum. Artık portakal alerjimizde bitti bebeğim, gözümüz aydın:))

Çıkartma Kitapları

İlk Caillou Sahilde kitabını okurken, içinden çıkan stickerları yapmıştık. Ben soruyodum, şu nerde diye sen onca çıkartmanın arasından bulup gösteriyodun, bende çıkarıp sana verdim, sende bi güzel yerine yapıştırdın. Fark ettim ki sen bu çıkartma işini çok sevdin, hemen kitap almaya gittim, çoğu çıkartma kitabı 3+ dan başlıyordu, ama senin ilgi alanın olabilecek kitapları buldum, yapmaya başladık hatta aldıklarımızı bitirdik bile. Hem kelime hazinen arttı, hem aynısını bulmayı çok iyi biliyosun, hem gördüğünü söylemeye başladın:))

Da Vinci Oğlum Benim..

Boyamaya olan ilgin bu sıralar arttı bebeğim, önceleri 1 dakikadan sonra hemen sıkılıyodun ama artık baya baya yapıyosun. Senin o ufak ellerini yerim ben...

İlk Kum Boyama

Babayla beraber yapılan ilk kum boyama...

Kendi Giyecekmiş..


Fanatikler Sizi:))


Erkek Traşı

Alıştın artık ufaklık traş olmaya, zamanın geldimi oraya gittik mi bide güzel televizyon açıyorlar ya işte tam da erkek gibi oluyorsun traşını....

19 Mart 2013 Salı

Bizde Herkes Kendi Eşyasını Kendi Temizler:))



Resimde evi talan eden ve saklanan çocuğu bul bakalım???


Tezgaha Çıkma Çabaları...


Anneye Kendi Elleriyle tarçınlı, şekerli, puzzle parçalı su...


Evimizdeki her eşya itinayla kullanılır:))



Neymiş Kendi Bağlayacakmış....

Yani şu mümkün olsa yap da çocuğum MÜMKÜN DEĞİL...

En Sevdiğin

Belki bu fotodan çok kere koydum ama sizin bu halinizi her gördüğümde tekrar tekrar AŞIK oluyorum ikinizede:))

Birazda Anneden Giyiniyim Bari:))


Hep babasının kıyafetlerini giyecek değil ya bu seferde annesininkini giydi kuzum:))

Tok evin aç kedisi seni :))

Allah'ım nasılda kekin fırından çıkmasını bekliyor yaaaa:))

8 Mart 2013 Cuma

KREŞŞŞ

Alev'deki kontrolümüzde kreşe mutlaka göndermem gerektiğini söyledi. Ben neden ertelediğimi anlattım, gezdiğim kreşlerden edindiğim fikirleri paylaştım haklısın dedi.. Zaten dünyada sadece tüm gün kreş mantığı Türkiye'de var dedi. Bakabildiğin kadar bak, bence asla tüm gün verme dedi. Ama haftada 3 gün ( 5 bile değil) o da yarım gün mutlaka gönder dedi. Konuşması gelişir, kendine özgüveni gelir, sosyalleşir, paylaşmayı öğrenir.. vsvsvs

Aslında Alev'le konuşunca olabilir dedim, haftada 3 yarım gün senin için harika olabilir..

Bi tane kreş önerdi bana, sahibinin çok iyi olduğunu, söyledi. Hemde bize çok yakın, telefonda görüştüm kendileriyle ama önümüzdeki hafta içi gidip yüzyüze görüşeceğim ve eğer oraya ısınırsam seni haftada 3 yarım gün başlatmayı (tam karar vermedim ama) düşnüyorum. Bu konuda da kendi iç sesime fazlasıyla güveniyorum....

Babanla konuştuk o da Alev'in söylediklerini çok mantıklı buldu, gidip görüşelim o zaman karar veririz dedi. Böylelikle kreş konusu gündemimize geri geldi...

24. Ay Kontrolü

Dün Alev'de 24. ay kontrolümüz vardı ufaklık, eee tabi artık büyüdüğün için 3 ayda bir gidiyoruz...

Kilon, boyun çok iyi durumda, tam ortalamadaymışsın, çok beğendi. Önce ben anlattım, 2 yaş sendromumuzu ve benim nasıl çözü bulduğumu, tebrik etti, süper sen zaten en iyisini yapıyosun dedi. Ama daha gördüğün bişey değil, bu artacak dedi. Bu arada sana SALON BEYEFENDİSİ diyor, çok hoşuma gitti.

Öncelikle dedi, 2-3 yaş arası beslenme;

Hergün;

 1 kibrit kutusu kadar peynir
 250-500 ml süt, yoğurt
2-3 çeşit sebzeli 2 kap yemek
en çok 3 adet meyve
1-2 dilim ekmek
1-2 yemek kaşığı tahıl

Haftada;

4 yumurta
3 gün 3 küçük köfte kadar kırmızı et
6-7 adet dövülmüş ceviz
7- 10 tatlı kaşığı bal/pekmez
1-2 gün kurufasulye/nohut/mercimek
1-2 gün balık

beslenme böyle olmalı dedi. Çok rahatladım, listedekilerin hepsini ama hepsini aynı bu oranda hatta yemeklerde fazlasıyla veriyorum sana. Yanlız bikaç sıkıntım vardı onu paylaştım.

1- Hala sabahları tek tek kahvaltı yapmadığını, karışık omlet verdiğimi söyledim. Ayrıca peynirle ve türevleriyle çok geç tanıştığın için tek tek vermeediğimi anlattım. Hiç sorun yok, sen omlete herşeyi katıyosun zaten, o da sıkılmadan yiyosa bırak öyle yesin. tek tek yemesi o kadar da önemli değil, zaten kreşe gittiğinde alışır dedi.

2- Meyveyi hala ıssırarark yemediğini, hergün saat 4'te karışık meyve suyu sıktığımı söyledim. Zaten bir çok meyveye alerjik olduğun için anca bu şekilde verebiliyorum dedim. Çok doğru yapıyosun, sen vitaminini bi şekilde veriyosun, nasıl verdiğin önemli değil, dedi. Yine kreşte alışır, alışmazsa da sıkıntı etme suyunu içiyoya yeter dedi.

3-Hafta içi tamamen beraber olduğumuz için beslenmede hiç sorun yaşamadığımı ama hafta sonları ve tatillerde, resmen biliyosun sende, öğün kaçırdığını, az yediğini, söyledim. Akıllı çocuk tatilde nasıl davranacağını biliyor dedi. Büyüklerde öyledir, tatil günleri farklıyızdır, hiç sorun etme, bırak nasıl istiyosa öyle olsun dedi.

Artık mama sandalyesini kaldır, sandalyede oturarak yesin dedi. Kaşık kullanmadığını, çatal ve elinle yediğini söyledim. Bu yüzden çorbaları ben içiyorum dedim, hayır artık kendi içecek, kaşık kullansın dedi.

TERRİBLE TWO konusunna geldik, BEN BÜYÜDÜM dönemi dedi.

1- eeee ben büyüdüm neden benim istediğim olmuyor??

2- neden anneme muhtacım??

3- içimde bi sıkıntı var ne yapsamda geçse??

dönemine hoşgeldin dedi....

Kendi yapabileceği herşeyi yapmasına izin ver dedi, çok fazla inatlaşmai gerçekten gerekmedikçe HAYIR deme, evde iş var yapsın, sorumluluk ver dedi.

Ayrıca çocuğun yapmasını istemediğiniz bişeyi önce SİZ YAPMAYIN dedi. Doğduğundan beri fazlasıyla önem veriyorum. Bu arada anlattım, yemeklerde babasını örnek alıyor, o ne yerse onu yiyor dedim. Hatta babası bu konuda bana son derece yardımcı oluyor, adamın 30undan sonra damak tadı değişti dedim. Sütlü Yer Elması çorbası yapmıştım geçenlerde, sırf sen ye diye baban koca bir tabak içti.

Çok ev işi yaptır deşarj olsun, enerjisini atsın dedi, masayı topla, bulaşık makinesi yerleştir, çamaşır makinesi beraber at, beraber topla, oyuncak toplat, alışveriş yapın beraber, gelin beraber yerleştirin dedi. Çok mutlu olur dedi. Biz belki daha önce duyduk, belki içgüdüsel şimdi çok hatırlamıyorum ama sen hayatımıza girdiğinden bu yana herşeyi beraber yapıyoruz zaten...

Ona abi diyin, kocaman oldun diyin dedi. Ama bunu motive etmek için kullan, asla yermek için değil dedi.

Bol Bol aktivite yaptır dedi,

Scooter
uzun yürüyüş
basket potası
labirent
puzzle...

Babsıyla pazar günler, PAZARA gitsin dedi. Çok zevk alır, büyüdüğünü hisseder dedi.
Zaten BABAM dönemine girdik, o ne yaparsa taklit edecek dedi.

Kurslara bu arada götürmediğimi, hem havalar soğuk olduğu için hemde hastalıklardan yeni kurtulduğumuz için dedim. Başla dedi, HELEN DORAN VE SMİLE KİDS götüreceğim seni..

Cd çalar al odasına, 3-4 tanede cd ver, kendisi takıp çıkarsın dedi. En sevdiği dedim, Bizde saana CD player aldık, 5- 6 tane çizgi film var ama asla izlemiyosun tak-çalıştır-çıkar daha çok hoşuna gidiyor.

Karaoke mikrofon al, en güzeli imaginariumda var dedi, haftasonu alıcak listesinde,,,
Orjinal bir müzik aleti alın ve mutlaka çalması yönünde teşvik edin dedi.... BATERİ alıvaz sana, o da haftasonu alıcak listesinde...

Mothercare'de 4 dilimli pasta var, onu al hem sayıları hemde parçaları öğrenir dedi.

Puzzle zaten yapıyosun, ikliden üçe geçelim dedi.

Parka gittiğinde BÜYÜTEÇ götür, beraber çiçek ekin, Büyüteçlere karıncalara falan bakın dedi. Bayıldım, hiç aklıma gelmemişti...

Abaküs alın dedi.

Yazar Kasa al, marketçilik oynayın dedi.

DRAMA dönemine girecek

Yalan söyleyebilir
Hayali oyun kurar
hayali arkadaş bulur dedi....

Bu arada KREŞ konusunu konuştum ama onu ayrı değerlendirip yazacağım...

İşte bi kontrolden de harika çıktık ufaklık, çok çok rahatlıyorum Alev'e geldiğim zaman. Daha buraya yazamadığım ama konuşurkende söylediği benim  aklıma gelmeyen o kadar güzel fikirler veriyorki...

Sana TAMAMEN yanlız başıma baktığım için, bilmediğim, hata yaptığım, yada doğru yaptığım şeyleri DOKTORUMUZLA konuşabiliyor olmam benim için çok büyük avantaj. Benim tek yol göstericim oldu.....

5 Mart 2013 Salı

2 Yaş Sendromunda Gelişmeler 1


Bak ufaklık biraz önceki yazımı tam tatilden geldiğimiz gün, duygularım tavan halindeyken yazmıştım. Ve araştırmalarım sonucu acayip gaza gelmiş, bi nevi bağırmama rejimine girmiş, ayrıca daha sakin daha ılımlı bir anne olacağım demiştim.

Bu yazımı ise tam 12 gün sonra yazıyorum bu iki haftalık süreç evimizde müthiş değişikliklere vesile oldu, bi gayret değiştirdiğim bazı davranışlarım hanemizde fazlasıyla OLUMLU değişiklikleri de doğurdu.
Aşağıda sadece bu 12 günün olumlu taraflarını görerek yazıyorum, çünkü bazı ağlamalara tahammül etmek gerçekten zor oluyor ama o zamanlarıda şimdilik içimden sayarak atlatıyorum. Ve bakış açımı değiştirdim, olumsuzlukları görmezden geliyorum ( gerçekten görmezden geliyorum, bağırmak yok, sinirlenmek yok, sadece içinden saymak yada odama gidip 2 dakika sakinleşene kadar beklemek var) sadece olumlulara kendimi endeksliyorum....

Şimdi baştan anlatayım, öncelikle yemekte ıphone vermeyeceğimi sana ve babana kararlı bir dille anlattım ama önemli olan benim kararlı olmamdı ve nitekim bunu daha ilk denememde hafif zorlanarak başardım ve artık yemekte ıphone yokkk. Nasıl yaptım, sabah kahvaltısında yemiycem, anne AGANİ ( ki telefona verdiğin isim bu) diye tutturdun ben gayet sakin bir şekilde “annecim agani daha kalkmamış o yüzden bugün kitaplara bakacağız” dedim, yaklaşık bir 5 dakika falan ağladın ama ben tüm sabrım ( ki sabah kalkmış olmanın verdiği ruh haliyle) ve sakinliğimle sana hiç karışmadım. 5 dakikanın sonunda ağlayarak kucağıma gelmek istedin, hemen aldım, annecim AGANİ UYUYOR HALA dedim. İşe yaradı, oturdun ve 1 tane kitabı kurcalaya kurcalaya bana sora sora kahvaltımızı verimli bir şekilde bitirdik.

Yemekten sonra birkaç defa daha AGANİ dedin ama ben seni hep oyalacak bişey buldum ve öğle yemeğimiz geldi, sen sabahki kadar ısrarcı olmasanda gene ısrarlarına devam ettin, bu seferde ikeadan aldığım çocuk için Amerikan servisinden beraber bir hikaye kurguladık ve baktık ki yemek bitmiş hemde 5-6 dakika içindeJ

En korktuğum zaman dilimi akşam yemeğindi çünkü baban bana karışabilir, sistemimi bozmaya kalkabilirdi, nitekim çok yanıldım, baban sonuna kadar destekçim oldu. Çünkü sen babandan güç alacağını umarak sabahkinden daha büyük bir kriz yarattın ve yemiycem dedin, bizde sen bilirsin yemeyebilirsin, o zaman masadan kalk dedik. Kalktın fakat 5 dakika sonra tıpış tıpış geldin ve yemek yendiJ

İlk günü başarıyla atlatırsam, gerisinin geleceğini biliyodum ve aynende öyle oldu, krizler zamanla azaldı, ben her daim sakinliğimi korudum ve yemek olayımız eskisinden bile düzenli hale girdi nihayetJ

Bir diğer konuda benim bağırmam konusuydu, dedim ya araştırma çok yaptım diye, orda duyduğum bir sözde bağırmama rejimiydi. Rejimde gayet başarılar elde eden ben, bunda da başardım, artık BAĞIRMAK YOK dedim ve 2 haftadır da başarıyla yürütüyorum. Haaa şunu da bir kere hatırlatayım ufaklık, 7/24 beraber olan bir anne için günün her saatini sabırla ve sukunutle geçirmeye çalışmak gerçekten zor ve sabır isteyen bir iş..

“İki yaş sendromunu yaşayan bir çocuk bu süreç içinde idare edilmeli, kural koyulmaya çalışmamalı, olumsuz cümleler kurulmamalı” diye okumuştum, öncelikle bunu kafama iyice yazdım ve aslında benide sende bir şekilde yönlendirdin, bende seni yönlendirdim ve sonuç şu an için harika gidiyor.

Bak ufaklık, biz anne-oğul beraber büyüyoruz seninle, sen beni, ben seni eğitiyoruz daha doğrusu. Yanlışlarımızı  beraber buluyoruz, doğruya beraber gidiyoruz. Seni seviyorum bebeğim….

Haaa bu arada seninde IPHONE rejimin devam ediyor, yemek ve oyun saatlerinde kesinlikle yok hatta akşama kadar asla yok, ( ki telefonu sakladığım ve görmediğin için açıkçası kolay atlatıyoruz) çok çok istediğinde ise bi şeklide danstı , kitap tı derken unutuyosun ama akşamları azcık da olsa veriyorum. Bide hafta sonları eğer çok gezmişsek, dışardaysak, sen oyun anlamında tatmin olmuşsan  ve artık bir yerlerde oturup keyif yapacaksak o zamanda verebiliyorum bazen. Hakkını yemiyim sende bu rejimi başarıyla atlatıyosunJ

 

2 YAŞ SENDROMU


2 YAŞ SENDROMU NE ZAMAN GEÇECEK, NASIL GEÇECEK???

İlk 2 yaş sendromuna girdiğini anladığımda yazmışım ilk yazımı hem de 30 Ocakta.  Bugün tekrar okudum ve ne kadar sakin, ne kadar anlayışlı bir dil kullanmışım yazarken. Bugün ise daha farklıyım, daha sinirliyim, daha agresifim..

Öncelikle şunu söyliyim daha birkaç saat oldu kar tatilinden geleli, hem çok güzel geçti, bazı zamanlarda ise korkunçtu. Çünkü 30 Ocaktan bu yana bitmek bilmeyen bir çatışma içerisindeyiz seninle, bu zamana kadar yaptığımız bütün düzenlerimiz şu 1 ay içinde felaket boyutlarda değişti, çözümsüz kaldım, geçer dedim geçmedi.

Öncelikle mıyıklanma ve ağlama krizleri artık çok sık boyutta gelir oldu. En ufak yapma, etme, olmaz, hayır gibi kelimelerde hemen başlıyosun ağlamalara.  Hatta bazen resmen AĞLAMAN geliyor, sebep olmasına gerek yok yeterki AĞLA. At kendini YERE..

Sabah kahvaltılarında yaptığım omleti yanında koca bir bardak ballı sütle yada meyve suyuyla bitiren çocuk gitti. Omletin yarısının yarısını anca ite kaka yiyen çocuk geldi, Allah’tan süt ve meyve suyunda problem yok. Nedendir bilinmez sen yemeğini yemiyince bende mutsuz ve sinirli olmaya başladım, çünkü 7/24 beraber olmamız sendromun gündüz vakti kendini sıkça göstermesi ve evde yalnız olmamız benimde sabrımın azalmasına sebep oldu.

Sabah kahvaltılarından sonra diğer öğünlerde de problem yaşamaya başladık, 5 kaşık tamam doydum diyip kalkmak istiyosun, bazen tamam diyorum, bazen kızıp bağırıyorum. Sana bağırdıktan sonra bu seferde içim kan ağlıyor ben başlıyorum ağlamaya. Sürekli bir vicdan muhakemesi yapmaya, acaba haklı mıyım haksız mıyım??

Baktım ki artık 5 dakikadan sonra mama sandalyesinde durmuyosun, deli gibi ağlıyosun bişeyle oyalanmak istiyosun, önce şarkı türkü denedim, sonra hikaye anlatmayı denedim, sonra önüne oyuncak koydum, baktım ki hiç biri kalıcı olmadı, verdim eline telefonu öyle yedirdim, şimdi de neymiş telefon olmazsa YEMEK YEMİYECEKMİŞSİN. Kimi zaman amannn deyip veriyorum, kimi zaman hayır burda bi yanlışlık var deyip vermiyorum ve o öğün ikimiz için kabus oluyor. Ama en önemlisi kendimle böyle ÇATIŞMAKTAN NEFRET EDİYORUM.

Sürekli herşeyi kendin yapmak istiyorsun, izin verilmediğinde atıyosun kendini yerlere, valla öyle kayıtsız kalmakta çoğu zaman kolay olmuyor.

Öğle uykusu değilde, gece uykularında süreyi uzattında uzattın bu da bütün günün ardından tuz biber oluyor üstüne.

Çevremdeki benden önce anne olan arkadaşlarımla konuştum, geçer merak etme, bırak nasıl yerse öyle yesin, zaten kreşe başlayınca her şey tekrar düzene girer dediler. Önce bir rahatlama oldu ama yok krizler gün geçtikçe arttıkça sinirler iyice gerildi.

Bugün babanla uzun uzun bir konuşma yaptık, eee nede olsa konuşmayı bölecek bişey yok uzun yoldayız, sende arkada kah uyudun, kah bizi dinledin. Ama çok verimli bir konuşma oldu, en azından bende 30 yaş krizine girmeden kendimce bir çözüm denemeye karar verdim.

Baban dedi ki herhalde artık senin sabrın bitti, çok bağırıyosun, çok kızıyosun, tamam kabul ediyorum 7/24 bir çocukla olmak çok zor, sürekli beraber olmanın, anne tarafından yetiştirilmenin de dezavantıjı bu olsa gerek. Ama farkında değilsin, çok AGRESİFSİN dedi. Ayrıca bi çok şeye tahammül edemiyosun ben sen sürekli Demir’le berabersin diye hafta sonları, işte böyle tatillerde falan seni rahatlatmaya çalışıyorum ama sen aksine bide bana karşı agresifleşiyosun, bu seferde biz kavga ediyoruz, sonuç ailecek MUTSUZ oluyoruz. Valla dışardan başka birisi deseydi açıkçası hiçbir yerime takmazdım, hatta yiyosa gel sen 7/24 bak bide ben seni göriyim derdim ama baban dediği için çok etkilendim, açıkçası şöyle bir silkelendim.  Çünkü en son istediğim şey MUTSUZ OLMAMIZ.

BAĞIRAN ANNE OLMAK İSTEMİYORUM, BAĞIRDIĞIM ZAMANLARDA KENDİMDEN NEFRET EDİYORUM… demek istemiyorum artık, hayatımdan bu çelişki çıksın istiyorum.

Yoldan gelir gelmez hemen internet 2 yaş sendromunu detaylı bir şekilde her kelimesini sindirerek tekrar okudum, araştırdım. Bu dönemde çocuğuna kızan, bağıran, kendide sürekli agresif olan çok anne varmış, nihayet yalnız olmadığımı görünce bir nebze olsada rahatladım. Hepsinin hikayesini okudum, herkes aynı şeyleri yaşamış, aynı dönemden geçmiş ve en önemli ortak noktamız sürekli BAĞIRAN ANNE OLMAK İSTEMİYORUM dememiz.

Neyse 2 yaş sendromlu çocuğa nasıl yaklaşmam gerektiğini hem izledim hemde okudum, vallahi de billahi de an itibari ile deneyeceğim. Yok şöyle yapmak gerekiyor, böyle yapmak gerekiyor diye kalıplaşmış cümleler kurmayacağım, çocuktan çocuğa göre tavırlar değişkenlik gösterdiği için, kendim önce deneyeceğim, yararına görürsem yazarım.

Haaaa bu arada baban sayesinde de harika bir tatil geçirdim, tamda kendimi yenilemek üzere gelen isteğime enerji gibi geldiJ

 

 

 

4 Mart 2013 Pazartesi

Kar tatili

Sana 2. yaş doğum günü hediyemizdi kar tatili... Aslında sana hediyeydi ama babanla ve özellikle bana daha çok hediye gibi oldu:)) Ilgaz Doruk Otele gittik, arkadaşlarımızla, biz çok eğlendik, sende çok eğlendin bazen 2 yaş sendromun tuttu ama olsun genede harika bir tatildi ufaklık...

Sen ilk gün karkdan biraz ürktün haklı olarak çünkü geldiğimizde çok sis vardı, göz gözü görmüyordu, biz bile ürktük. Sabah kara çıkmak istemedin çok ee nede olsa ömründe bu kadar kar görmedinki....Sonra çıkmaya karar verdin fakat bu seferde eldiven takmam diye tutturdun, eeee ben biraz zorladım seni, hatta inatlaştım senle eldiven yoksa karda yok diye. Çünkü hassas bir tenin var ve bende korktum, ellerin çatlar diye.































Tabiki inatlaşmayı sen kazandın veeldivensiz çıktın, ondan sonrada girmek istemedin zaten. İlk sefer diye temkinli çıkardık seni ama, inşallah seneye kayacaksın da....