Canımmmm Ailemmmm

Canımmmm Ailemmmm
Hayatımın Aşkı..

16 Nisan 2013 Salı

UYKU EĞİTİMİ 2

17 Ocakta yazmıştım, uyku eğitimini kendi kendine verdin diye, aslında tam olarak tamamlamamışız, bir etap daha varmış önümüzde ama artık o da tamam. Yakşalık 1 aydır, evimizde uyku eğitimi TAM ANLAMIYLA tamamlanmıştır, hanedeki herkese hayırlı uğurlu olsun diyelim.

Şimdi ufaklım en baştan alayım, çünkü sitemi okuyan insanlarada belki yol gösterir.

Sen doğduğundan bu yana hep kucakta uyudunda durdun, alerjik bi çocuk olduğun için ve geceleri çok sık uyandığın için, aslında uyku babanla benim için seni büyütürken çok zorlandığımız bi konu oldu. Gündüzleri harika uyuyodun ama geceleri hep bi kalkma, uykuya geçememe ve en nihayetinde 5 te bile güne başladığımız oluyodu. Geceleri uyuyamak çok çok zordu. Önceleri hep kucağımızda sallanarak uyudun, aslında uyku eğitimini vermek istiyordum ama AĞLAMANA dayanamayacağımız için, ve geceleri zaten çok sık kalktığın için hiç bir zaman bir girişimde bulunamadık. Ta ki artık seni kucağımda sallamaktan belim kopana kadar. Böyle olmaz dedim ve seni kucağıma alıp sandalyeye oturdum ve hiç sallamadan uyutmaya başladım, gerçi bu da tam bi eğitim değildi, ama ben seni bildiğim için, duygusal bi oğlum olduğu için, hep yavaş geçişler yapmayı tercih ettim. Seni aldım karşıma konuştum ve dedim ki anneciğim belim çok ağrıyor seni ayakta durarak sallayamam ama kucağımda uyuyabilirsin. Evet ağlamadın ama sürekli mızmızlandın ve ben baya bi günün sonunda kucağımda SALLAMADAN uyutmaya başladım seni, ha bu arada banana imkan yok vermedin garibim seni hep salladı. Sen ikimizin arasındaki ayrımı hep fark ettin.

Sonra baya bi süre  sonra, baktım sen kucağımda uyumaktan rahatsız oluyorsun, bende eğitimini vermek istiyorum ama bi türlü ağlar falan diye, hatta geceleri kalkmamız biraz olsun azaldı, tekrar kalkarsın korkusuyla vermiyordum. Fakat bizim yatak odasına geldiğinde yatakta debelenip duruyodun çok hoşuna gidiyordu. Sürekli bi kucağımdan inmek istiyodun, bazen bırakıyordum ama bu sefer uyuma olayın 1 saat geciktiği için ve ben artık dayanamadığım için tekrar kucağıma alıyodum zaten ben almasam sen bu sefer ağlayarak kucak istiyodun.

Sonra birgün gündüz bi baktım tam uyku saatinde bana bi telefon geldi, ben konuşurken sen yastıklardan kendine yer yapmışsın ve uyumuşsun, valla sevinten ağladım, napacağımı bilemedim, babanı aradım, bu mucize dedim, çok sevindik..

Sonra bazen kucakta, bazen de kendin uyuyarak ( koltukların üstünde) zaman geçirdik. Sonra baktım sen böyle rahatsın, sana dedim ki gel annecim yatağa gidelim ben yanına yatıyım beraber uyuyalım. Ok dedin, beraber gündüzleri senin karyolana yattık, sen yaklaşık 1 saat döndükten sonra anca uyuyodun ama sabrettim hep, ben seni uyutup kalktım, bunuda bir süre baya yaşadık hatta bazen tutturdun kucak diye, ben bu sefer yataktan çıkmadan seni kucağıma aldım yatar pozisyonda, mayıştığın an daha uykuya geçmeden seni bıraktım ve sonuç hep iyi. Ama özellikle hep şuna dikkat ettim, başta hep beraber yatalım annecim dedim, kucak istediğinde hiç ikiletmedim hep aldım ama 3 dakika sonra geri hep indirdim kucağımdan ve bir süre sonra naktım sen kucağı tamamen unuttun. Bu arada bu güzdüz uykuları içindi, gece uykuları tamamen değişiyordu, yanına yatıyorduk, baban sallasın isityodun yani nerdeyse hergün farklıydı ama hiç zorlamadım hep suyuna gittim, önce dedim şu güzdüz uykuları bi otursun. Vee böylelikle zaman geçtiki sen gündüz hep anneyle beraber yatağa giriyosun çok az bir sürede uyuyosun ve anne kalkıyor.Gündüz uykuları tamamen düzene girmişti ve bi akşam babana dedim, artık geceleri de böyle olacak sen veya ben yanına yatacağız uyuyacak ve biz kalkacağız

Baban hemen akşam başladı senin yanına yattı, sn 1-2 defa zorladın ama böyle daha iyi gel sarılarak uyuyalım dedi ve sen hiç itiraz etmeden kabul ettin, gündüzün etkisiyle açıkçası gece uykusunda hiç zorlanmadık süper oldu. Tam da 2 sene sonra uyku eğitimi tamamlandı ( kucak bitti diye öyle sanıyor insan) diye düşünmüştüm, çok rahattık açıkçası fakat bi baktım ki biz daha da rahat olabiliriz artık tamamen kendisi uyusa dedim.

Gene gündüzden başladım çünkü biz yanında yatarken sen fazla dönemediğin için artık uyuma saatin biraz da gecikiyordu. Ve bir gün güzndüz karar verdim, beraber yatağa gittik anneciğim ben tuvalete gidiyorum sen güzelce yat dedim. Çıktım baktım hemen uymuşsun, havalara uçtum işte bu dedim. İlk 3 gün hep böyleydi ama sonra yanıma yat demeler başladı gene ikiletmedim hemen yattım ama ertesi günlerde de hep seni koyarken beim işim var bitanem sen yat dedi. İlk 15 gün 5 gün çağırdıysan 10 gün çağırmadın ve evet demir efendi gündüzleri tek başına uyymaya başlamıştı artık...

Sonra dedim ki geceye de başlıyoruz, babanın seyahatinin olmadığını bi haftayı seçtim, ayrıca dedim, evet bana bye bye yapıyor ama seni mutlaka çağırabilir o yüzden senin de olman çok önemli. Vee gündüzün etkisiyle gece de hafif zorlamalar olsa da kolayca halledildi. Artık demir geceleri yıldızlı lambası eşiliğinde kendisi uyuyor, sadece tek sıkıntımız yıldızlı lamba 7 dakika eğer sönerse anne yak diye çağırıyosun yakıyorum sonra tekrar çıkıyorum.

Veeee dediğim gibi artık benim oğlum kendi kendine uyuyor...

Haaa özellikle söyleyeyim, geceleri ( 4-6 arası) bazen kalkıp yanımıza gelmek istiyosun hiç ikiletmeden hemen alıyorum, çünkü normlade kalktığında kendin kalkıp suluktan suyunu içip yatıyosun eğer bizi istiyosan, bizde seni hemen alıyoruz öpe öpe, sarmaş dolaş yatıyoruz bunun sıklığıda çok az olduğu için dert etmiyoruz..

Bide Cuma günleri dede günün olduğu için ve seni deden uyuttuğu için ve o öyle uyku eğitimi falan anlamayacağı için dedenle uyuyosun. Allah'tan orda gördüğünü burda beklemiyosun.

Dediğim gibi uyku eğitimimz hepimize hayırlı uğurlu olsun, 2 sene sonra oldu ama bence iyi oldu, tam oldu:))

Kendi Kendine Yiyosun..

Bir yaşını doldurduğundan bu yana çatalla ve elle yenebilecek herşeyi zaten kendi başına yiyodun ufaklık, sadece kaşık kullanmıyordun, açıkçası bende aman çok dökülüyor diye vermiyordum da. Ama yaklaşık 1.5 ay öncesinde tuturdun gene kendim yiyeceğim diye, bende kaşığı verdim eline, yarısı yerde, dörtte biri üstünde, dörtte biride midende olacak şekilde yemeye başladın. Tabi bu arada elli kere üst değiştiriyoruz çünkü sen üstün kirlendimi çıldırıyosun çıkart diye.

Ama artık daha da rahatız çünkü sen artık kaşıkla da olsa kendin yiyosun asla bana yedirtmiyosun. evet temizlik açısından bazen işkence olabiliyor ama yemeklerde ve sofrada müthiş rahatlık..

Yanlız bu kendin yeme işinde nedense çabuk doyuyosun, ben yedirsem mesela 20 kaşık yersen, kendin 10 kaşıkta bitiriyosun doydum diye, ben yedirsem 3 köfte yiyeceksen, kendin yediğinde 1 tane de bırakıyosun. Önceleri panikledim çocuk doymuyor diye ama, internetten araştırdım, Alev'e sordum, tecrübesine inandığım annelere danıştım ve evet bizim yaptığımız doğruymuş, kendin ye de ne kadar yersen ye imiş..

Çocuk doymasa zaten masadan kalkmazmış, işte teoride herşeyi ne kadar bilsende pratikte öyle kolay olmuyor, annesin nihayetinde ve çocuk yemedimi takıyosun:)) Ama korkma aştım artık..

Kendin Seçiyosun

Çok uzun zamandır evden çıkarken sana 2 tane ayakkabı gösteriyorum "Demir bunu mu yoksa bunu mu giyeceksin diye" sende hemen birini seçip "MUNU" diyodun. Baktım ayakkabıdan sonra montunuda kendin seçmeye başladın, montlarının asılı durduğu yere bakıp "munu" diyosun. Bazen çok uyumsuz olsa da hemen tamam deyip giydiriyorum çok hoşuna gidiyor. Mağazaya girdiğimizde de ne alacaksak sana kendin karar vermeye başladın, Anne, Baba MUNU diyosun onu alıyoruz hemen.

Tabi artık sen kendini aşmaya başladın, artık dışarı çıkıcaz aşkım diyorum, gardronuna gidiyosun, pufun üstüne çıkıyosun ve pantolununu ve üstüne giyeceğini kendin seçip MUNU diyosun. Çoğu zaman uyumsuz seçiyosun ama olsun napalım seçtin diye giydiriyorum, bide bi kıyafete taktıysan takıyosun eğer kirlide değil, gardrıpta duruyosa tutturuyosun MUNU diye aynı şeyleri seçip giyiyosun.

Akşamlarıda pijama çekmecesini açıp, pijamını seçip MUNU diyosun gene senin istediğin oluyor.

Annelik, babalık o kadar tuhaf bi duygu ki ufaklık, sen böyle kendin seçtikçe bizde acayip gurur oluyor, büyüdüğünü görüp her seferinde babanla çok gülüyoruz... Canım oğlum benim, canımın tamamı...

ANNELİK HER ZAMAN TOZPEMBE DEĞİL..

Düzenli olarak facebook, instagram ve sitesinden takip ettiğim blogcu annenin kitabı çıktı, hemen aldım, bitirmek üzereyim..

Çok keyif alarak okuduğum, akşamları yatağa girdiğimde yüzümü gülümseten bi kitap.. Ayrıca vermek istediği mesajıda ben şahsen hemen aldım. YANLIZ DEĞİLİM..

Evet başka annelerin sitelerini okuduğumda da DÜRÜSTÇE OLDUĞU GİBİ YAZILMIŞ yazıları okurken gerçekten de yanlız değilim diyorum. Çok çok güzel olmuş, ellerine sağlık,..

 Harika bir kitap ufaklık..
.

Oyun Mekanları

Önceden fazlasıyla gittiğimiz oyun gruplarına baya bi ara vermiştim, tabi nedenlerim vardı, herşeyden önce gittiğimiz oyun gruplarına öncelikle kişi sayısı çok azdı bir yada iki çocuk oluyordu, onlar da ortaya koyan oyuncaklarla oynuyorlardı, evde olduğu gibi, ve beraber oynama yaşına henüz gelmediğiniz içinde tek başına oynuyor belli bi zaman sonra anneye sarıyodun. Yani dediğim gibi evdeki durumdan hiçbir farkı yoktu, ayrıca bizim oturduğumuz semtte bir tane falan vardı, onuda gittik gördük, son derece sağlıksz, içerde sigara içilen, ayrıca betonun üstünde oynatılan bi yerdi hemen vazgeçtim, bize uzak bi semtte ÇAYYOLUNDA vardı, oraya gidiyoduk bi ara eee baktım zaten doğduğundan beri arkadaşların olanlarşa gidiyoruz, o zaman dedik mekana ne gerek var bunlar zaten hep beraber oynar, Smile Kids diye bi jimnastikçiye götürdüm o zamanda yaşın çok çok ufak gelmişti....

Durul Gence müzik okuluna gittik, orada da sabah saat 9'da başladığı için ders, sen dahil bütün çocuklar biraz mızmız oluyordunuz, içeri girmekte, zaorlandık, dışarı çıkmakta zorlandık, aletleri sırayla verdiler, siz daha beklemeyi bilmediğiniz için ağlamalar falan eee biraz erken saat size pek olmadı, erteledik, ama gene gidicez...

İşin özü hepsine gittik, sen de bende çok şey öğrendik, herşeyden önemlisi SOSYALLEŞTİK...

AVM içlerindeki oyun parkularının hepsine gittik, sen biraz hastalık geçirince onuda durdurmuştuk, Yine başladık, hava kötüyse mutlaka gidiyoruz beraber. zaten 3 yaş altını veli olmadan almadıkları için beraber giriyoruz. Yanlız geçen gün 365 AVM deki oyun parkuruna gittik gene HAFTAİÇİ, oradaki kız dedi, sizin girmenize gerek yok, ben önce tedirgin oldum anne der falan dedim, siz şurda oturun görünmeyin güzelce oynar dedi. Yaptım dediğini, hakkatende çok güzel oynadın, arasıra anne dedin, ben görünmedim sonra tekrar oynadın, susadığında ablanın yanına gittin, tabi sen NÜÜ dediğin için suya kız anlamadı, ben göründüm sana suyunu verdim, tabi beni görünce hemen çıkmak istedin, çıkardım. Ama çok hoşuma gitti, yanlız oynaman, iki gün sonra tekrar götürdüm, bu sefer sen güle oynaya girdin, ee daha tecrübeliydin tabi, hiç anne demedin. Sana itiraf ediyim aşkım, ben senden daha panikdim tamam sen parktada kendi başına oynuyosun, ordada bana gelme diyosun ama burası biraz farklı tabi, nede olsa kapalı mekan, ama hiçbiryere bırakıp gidemedim, ordan sinsi sinsi seni gözetledim hep:))

Hafta içi eğer hava kapalıysa mutlaka götürüyorum seni, tabi burda da rahatsız olduğum şeyler oldu ama napalım artık heryer aynı, anneler babalar ağzı burnu akan, öksüren çocuğu da getiriyorlar ki delirmemek elde değil, gerçi bi arkadaşım kreş gibi düşün, kreştede aynı şey oluyor dedi. Gerçi ben hala hafta içi götürüyorum, bakıyorum hasta çocuk var vermiyorum ama napalım bunada alışıcaz, doğru kreşte napıcaz o zaman....

İşte böyle ufaklık, hep beraber oynadığımız yerlerde şimdi ben olmadan kendi başına oynuyor olman acayip mutlu ediyor beni, büyümüş benim oğlum, erkek olmuş....



Biricik Babamız, Canım Kocacım..

Baban dün akşam eve bi geldi ikimizede süpriz yapmış, koluna kendinin, benim ve senin doğum tarihlerimizi yazdırmış, hatta altata bir boşluk bırakmış ilerde belki sana kardeş gelir diye:)) Çok mutlu oldum, çok duygulandım. Bizde seni çok ama çok seviyoruz, herşeyimiz, canım babamız, canım kocam...

 

Uyumak Böyle Olunca Keyiflidir....


BEYPAZARI Gezisi

Pazar günü sabah erkenden Beypazarına gittik, ali amcan, çiğdem teyzen, servet amcanda vardı. Önce cevizli bağ konağında kahvaltı yaptık, Allah'ım bir dakika oturmadın, sadece kahvaltını yaparken, oturdun, deli gibi koştırdun, parka gittin, dereye indin, çok eğlendin, sonra içerde çarşıyı gezdik sen birazcık uyudunda annen sana harika yiyecek şeyler aldı, çok çok keyif aldık.. seninle heryer ayrı güzel, heryer ayrı KEYİFLİ BEBEĞİM...






Erkek İşte:)

Tunalıya her indiğimizde mutlaka D&R yaparız. Sen acayip seviyosun orayı, kendi kitaplarını kendin seçiyosun, kaydıraktan kayıyosun, orada kitap okuyosun, sonra bi cd tarafına geçiyosun beğendiğin cd olursa bana verip alalım diyosun. Birazsa yakalamacılık oynuyoruz beraber.. Geçen gün senin peşinden koşturuyorum içerde nereye gidiyosun diye taaaaaa en köşede playbol cdlerinin oraya gittin, tek tek hepsine baktın maşallah eee nede olsa erkeksin işte:))

Ayakları Yerim

Bugünlerde ikimizinde en sevdiği şey sen uykudan kalktıktan sonra salona gelip, beraber koltukta keyif yapmak, sen ayaklarını üstüme koyup, şöyle bir geriliyosun ve bayılıyosun hele ben mest oluyorum:))

Yakalandın:))

En sevdiğin abur cubur ETİ CİCİ BEBEnin bisküvisi ufaklık, evde de yemeklerden sonra mutlaka istiyosun bende veriyorum. Geçen gün yemekten önce istedin, HAYIR dedim, yemekten sonra vereceğim.. Sonra bi baktım ki benim ufaklık, gizlice koltukların arasına saklanmış, ağzında da bişey var, aaaaa ne göreyim senin koyduğun adla AVAVA yiyosun. Ama yakalanınca çok şaşırdın. Sordum sana nerden buldun diye, söylemedin. Sonra bi baktım sen uyuyunca bi baktım oyuncaklarının arasına saklamışsın, eee nede olsa kötü gün olur, annem vermez diye tedbirini almışsın...

Asabi Golcü

Futbol delisi oğlum benim, elinde her zaman top vardır mutlaka.. Ama bu kadar da asabi olunmaz ki yaaa....

Starbucks'da Keyif

Dışarda yemeye başladığından bu yana en en en sevdiğin şey Starbucks'ın havuçlu keki oldu ufaklık. Ne zaman sana ne yesek diye sorsam mutlaka orayı götürüyosun beni:))

2 Nisan 2013 Salı

Kitap Okuma:))

Eğer havalar güzelse seninle ben mutlaka tunalıya gidiyoruz. Sabah yürüyüşümüzü yapıyoruz, parka gidip biraz kayıyoruz ve kumla oynuyoruz, sonrada bir yerde oturup sen simit yiyosun, bende yeşil çayımı içiyorum. İkimizde acayip keyifleniyoruz:)))

Bu sabahta aynılarını yaptık, sen simidini parkta yediğin için, anne çay içerken bu sefer sen aldığım dergiyi okudun. Maşallah bebeğim herkes ama herkes hayran hayran baktı sana, sanki gerçektende okuyo gibi sayfalarını çevirdin, resimlere tek tek baktın:))

Çadır:))

Bugünlerdeki en büyük merakın koltuklardan çadır yapmak, sana o kadar para verip harika bi çadır aldım ama sen onu hiç umursamadın, varsa yoksa koltuklar...

Duvar Boyaya(ma)n...

Tam da 2 yaşına girdiğinden başladın boya merakına, ANNE KAĞIT, BOYO diyosun. kağıttan sonrada, koltuk kenarlarını, dolap üstlerini falan boyadın, kimi zaman izin verdim, kimi zaman vermedim. Artık duvarları boyamak istediğinde de daha anlayışılı olayım dedim ve EVET dedim. ( Tabi benim yöntemimle) Sonuç olarak bu çözümle ikimizde ÇOK MUTLUYUZ...

KES, SÜR, YAPIŞTIR 3

Kimi yapalım diye sordum BABA dedin. İşte beraber başka bir ortak çalışmamız, baban böyleymiş:))) Çok sevindi, aynı ben dedi:)))))))))))))))))