Canımmmm Ailemmmm

Canımmmm Ailemmmm
Hayatımın Aşkı..

16 Ekim 2012 Salı

BEN HAZIR DEĞİLİM

Uzun zaman oldu yazamadım ufaklık, günler nasıl geçiyor anlamıyorum valla. çalışırken gün çok uzun gelirdi bana, koca bir güne o kadar iş sığdırırdım ki, çok şey yapardım. Şimdi seninle zaman resmen su gibi akıp geçiyor. Gün seninle dolu, senin ihtiyaçlarınla:))

Büyüdün, artık koca adam olma yolundasın. Bi kere ne istediğini çok güzel anlatıyosun, bazen tek kelimeyle, bazen çift ama mutlaka anlatıyosun. Tabi senin anlatımın geliştikçe, aramızdaki iletişimde baya bir güçleniyor. Bi kere sana artık bir kere söylüyorum, mesela yemeğe çağırdığımda hemen geliyosun:)

Geçen gün Arzu ile konuştum, kreşe gönder artık dedi. ee nede olsa anaokulu öğretmeni, fikrine güveniyorum. Yetemiyorum tabi sana, evde sıkılmaya başladın ( çokta evde durduğumuz söylenemez ama)

Farklı şeyler deniyoruz sürekli ama tabi benim aklıma gelenlerle sınırlı. Kreş öylemi ama sınırsız aktivite. Çok fazla arkadaş, paylaşım daha neler neler...

Ben senin için, işimi bıraktım ufaklık, seni kendim büyütmek istediğim için, seninle her anını doyasıya yaşamak için. Aslında kreş için kafamda belirlediğim yaş 3tü. Fakat geçen kontroldede Alev söylemişti gelişimi çok hızlı, mutlaka değerlendirin, oyun gruplarına götürün, aktivitelere katılsın dedi.

Seni götürmediğim oyun grubu neredeyse yok, ayrıca müzik kursuna gidiyoruz haftada bir, ee bide evde aklıma gelen bin birtürlü oyun. Bu arada seni aktiviteye boğmuyorum ha, sadece eğleneceğin şeyleri seçiyorum öyle kuru kuru ders gibi olmuyor yani:))

Öncelikle eğlen, sonrada birşeyler öğrenirsen ne mutlu bana...

Neyse gelelim kreş meselesine, eee küçük değil, bak görürsün ne çok şey öğrenecek, daha mutlu olacak falan dediler de ben hemen araştırmaya giriştim. Tabiki yumuşak bir geçiş yapmaya çalışıyorum. önce haftada 3 gün, sonra yarım gün hatta 3 ay falan böyle gidelim, sonrada tam gün veriyim dedim.

Aslında kreşi kafamda netleştirmiştim ama araştırmadan da kesin kararımı vermek istemedim. Öncelikle, bi liste hazırladım kafamda, önce telefonla görüşüp tek tek randevu aldım, bazılarına daha telefonda bile ısınamadan listeden sildim, bazılarını ise görmeye gittim. Bu arada kafamdaki kreşi tek birşeyin belirleyeceğine inanıyorum o da İÇİMDEKİ HİS... Biliyorumki beni kendime göre en iyisini seçmeye yönlendirecek olan sadece İÇİMDEKİ HİS. Taa kapıdan girerken evet burası diyeceğim bir yer olmadan da göndermem seni..

Bi kaç yer gezdikten sonra, öncelikle söylemeliyimki evet bebeğim sen daha hazır değilsin, aslında senden önce BEN HAZIR DEĞİLİM. Tabiki kreşin faydalarını, sana katacaklarından hiç şüphem yok ama biliyorum, hissediyorum İKİMİZDE HAZIR DEĞİLİZ.

Bi kere en önce güvenliği benim için çok önemliydi, gerçi baktığım yerlerde güvenlik tamdı. Fakat içerdeki güvenliğe gelince, işte o hiçbirinde YOKK. Genelde kreşler çok katlı ve merdiven kapısı koymuşlar bizim evdeki gibi. Ama hangi kreşe girdiysem, kapılar hep açıktı. ( biz kapatıyoruz siz merak etmeyin dediler ama)

Çocuk yaşları hep 2,5 tan yüksekti. Senin yaş grubunda ya 1 yada en fazla 2 çocuk vardı. Eee diğerleri zehir gibi merdivende koşuyo, konuşuyo, herşeylerini kendileri yapıyorlar. yemek menülerini görünce zaten çok şaşırdım, bilmiyorum belki ben hazır olmadığım için bahane arayıp durdum.  Sen ve diğerleri baya küçük kalıyosunuz yani. Neyse veren annelere lafım yok, ama ben daha gönderemiycem seni..

Daha da baya çok şey var şimdi burda yazmaya üşendiğim ama dediğim gibi,kreş konusu 2 yaşa gelene kadar bizim evde kapandı...

Ama tekrar açıldığında bu kreş olayını detaylı bir şekilde yazıcam:))

1 Ekim 2012 Pazartesi

Anne- Baba Dışarda:))

  Eeee bizimde bi hayatımız var dimi ama, cumartesi gecesi babanla bir arkadaşımızın doğum gününe katıldık, kendi doğum günümden buyana ilk defa. Sen evde ananne ve babanneyle kaldın, bizi gönderirken biraz ağladın ama ben vicdanımı yanıma alarak gittim valla:)
 
 Birincisi bizim, özellikle benim dışarda olmaya ÇOK ihtiyacım vardı, ikinciside sen artık büyüyorsun ufaklık, herşeyi anlıyosun, ananne-dede-babanne-amca-dayı-lala bunlarlada çok keyif alıyosun eee biz niye çıkmalayalım ki?

 Bizden sonra hemen susmuşsun, deliler gibi oyunlar oynamışsınız, yemeğini yemişsin, sütünü içmişsin sonrada bi güzel babanne uyutmuş seni. Geldiğimizde özlediğimizi farkettik babanla.

 Ama bize de iyi geldi yenilendik:) Artık sık sık yaparız;)

"ÇOCUKLA İLETİŞİM "

ÇOCUKLA İLETİŞİM

Yeni bir seminere daha katıldım ufaklık.Eee insanın evladı hakkaten başkaymış, sürekli kendini eğitmek, geliştirmek, yinelemek istiyor insan. Sana hep daha iyi olmak istiyorum. Asla mükemmelliyetçi değilim, sadece MUTLU, HUZURLU, SAĞLIKLI bir çocuk ol istiyorum.

Bu seminerden de ufak ufak notlar aldım;

** 3 çeşit insan davranışı sıraladık

1- EDİLGEN İNSAN: Sadece karşısındakinin ihtiyaçlarını düşünen, asla kendi ihtiyaçlarını düşünmeyen, kısacası yaşamda kurban olmuş.

2- SALDIRGAN İNSAN:Sadece kendi ihtiyaçlarını düşünen, asla karşısındakinin ihtiyaçlarını düşünmeyen. Kısacası BEN odaklı.

3-ETKEN İNSAN: Hem kendinin, hemde karşısındakinin ihtiyaçlarını düşünen, ortak çözüm arayan.

** Bi ebeveyn olarak, kendimizde beğenmediğimiz davranış şekilllerinin ( sinirli olmamız gibi) bizi biz yapan insani duygular olduğunu asla unutmamalıyız.

** Farkında olmadan, bir başkasıyla yaşadığımız bir problemi çocuğumuzdan, yada çocuğumuzla yaşadığımız bir problemi başkasından ÇIKARMAMALIYIZ. Problerimizi çözerken ETKEN bir insan olmaya çalışmalıyız.

**Karşımızdakiyle SEN DİLİYLE değil ( sen suçlusun, sen böylesin, sen şöyledin gb.), BEN diliyle de konuşabilmeyi bilmeliyiz.,

**Küsmek, ima etmek, kabaca laf sokmak, telefonu suratına kapatmak, arkanı dönüp gitmek, kapıyı vurup çıkmak, bunların hepsi PASİF SALDIRGANLIKTIR. Saldırgan kişiden çok da farklı değildir.

**Eğer sinirliyseniz mutlaka karşınızdakine bunu önceden söyleyin, bakın nasıl işe yarayacak:))

** İnsanları kırmamak adına -mış gibi yapmak, idare etmek, gibi davranışlarımız daha sonra bize olumsuz olarak dönebilir. Nasıl hissediyorsak, karşımızdakine ETKİN bir dille, duygularımızı anlatarak konuşmalıyız. Çünkü mış gibi yaptığımızda kendimizi mutsuz ettiğimiz için, başka bir şeye sinirlenebiliyor olmamız kaçınılmazdır.

** Hayatımızda bişeylere, birilerine kızdığımız yada kırıldığımız zamanlarda mutlaka öncelikle duygumuzun KEŞFİNİ iyi yapmamız gerekiyor. O an ne hissediyoruz??? Tedavisi ise en önce KONUŞMAK... İletişim bireyler arasında ÇOK önemlidir. Ama en önemlisi AİLE de ve EBEVENYLİKTE.

**Ebevenyler arasındaki iletişim ne kadar güçlüyse, çocukla aralarındaki iletişimde o kadar güçlü olacaktır.

**ETKİN DİNLEME, hayatımızda çok çok önemli yer tutmaktır. Etkin dinlemeyi becerebilirsek, hayatımızda birçok şeyin daha kolay yaşandığını görebiliriz.

Aslında kısacası, herkesin bildiği, kitaplarda okuduğu, internetten araştırdığı ve en önemlisi OLMASINI İSTEDİĞİMİZ DAVRANIŞ ŞEKİLLERİNİ konuştuk. Sorun bunları HAYATIMIZA GEÇİREBİLMEK. Ben kendi adıma söyleyebilirimki, DENİYORUM ufaklık. SENİN İÇİN..