Canımmmm Ailemmmm

Canımmmm Ailemmmm
Hayatımın Aşkı..

28 Ocak 2015 Çarşamba

KREŞ HAKKINDA 1

Şimdi her ne kadar okulundan memnun olsak ta, sen de çok sevsen de, ufak tefek problemler yaşanmıyor değil tabi ki ufaklık. Bunları buraya ne kadar dürüst bir şekilde yazarsam, burayı okuyan başka insanlara da farklı fikirler vereceğine eminim. Ne de olsa annenin blogu okunan bir blog oldu..

Öncelikle belirteyim ki senin okulunu seçerken, en dikkat ettiğim konuların en başında geliyordu. Orada ki öğretmenlerin, okulda ne kadar zaman dır çalıştığı. Çünkü bir okulda, öğretmenlerin devamlılığı okulun başarısını ve güvenini gösterir. Bunu bu zamana kadar tüm öğretmen tanıdıklarımdan öğrendim. Sihirli Bahçe 11 yıl önce kurulmuş bir okul ve okulun kemik kadrosu neredeyse açıldığından bu yana oradalar. Bunlardan birisi de senin Türkçe öğretmenin Neslihan. Okulda ayrıca bir gün ingilizce, bir gün Türkçe eğitim veriyorlar. yani İngilizce bizde ders değil, gün olarak verilmekte. Bundan sebeptir ki Türkçe öğretmenin benim ve senin için ne kadar önemli ise, İngilizce öğretmenin de o kadar önemli ufaklık.

Yarın gün okula gitmenin son günü olan Cuma günü seni almaya geldiğimde, Neslihan öğretmeni kapıda gördüm. Hayırdır dedim? neden derste değilsiniz. Bu hafta başında İngilizce eğitime başladık artık, bugün ingilizce günü dedi. ( biz çarşamba tatilden dönmüştük, sen sadece perşembe ve cuma gittin o hafta o yüzden haberim olmamış) Aa öyle mi tamam İngilizce öğretmeni gelsin tanışalım o zaman dedim. Seni alırken bide baktım ki 23 yaşında, daha çocuk denecek tipte, asık suratlı, sevimsiz bir kadın geldi. Önce inanamadım, öğretmenin yardımcısı falan dedim. Yok ama öğretmenin ta kendisiymiş şok oldum. Daha yeni mezun olması falan bir kenara, İsteksizliği, mutsuzluğu, içinden konuşur gibi tavrı acayip iticiydi. Seni aldım, eve geldim ama Emrah Bey'i de fişek gibi aradım. Telefon da, insan bakıcı seçerken bile deneyim arıyor, bu nasıl olacak, don gibi dedim. Merak etmeyin dedi, pazartesi sabahı hemen konuşalım, göreceksiniz ki içiniz rahatlayacak bize güvenin dedi. Bütün bir hafta sonu neredeyse uyuyamadım, yeni yetme bir kıza güvenip de seni bırakamazdım, dedim ya tecrübesizliği falan bir yana içim hiç ısınmadı resmen itildim tavırlarından. Bu arada sana şunu da belirteyim ki ufaklık,senin okulunda sürekli dışarı gezileri var. Mesela temanın hastane mi, gidip orayı gezerek öğreniyorsunuz. temanın gazete mi yine oraya gidiyorsunuz. Aklımda bin bir türlü endişe oldu, ben bu acemi kızla asla dışarı yollayamam dedim.  Pazartesi sabahını zor ederek okula gittim, Emrah bey ile konuştuk, azıcık tartıştık, O ana okullarına ingilizce öğretmen bulmaktaki sıkıntılarından bahsetti, ayrıca bu öğretmenin evet tecrübesiz olduğunu ama br deneme süreci olduğunu, en kısa sürede alışacağını, tavrının yanlış olduğunu ama mutlaka kendilerine öğreteceğini, eğitim bilgilerini falan anlattı. Bende bizim grubun denek olmadığını, ayrıca bu kıza her şeyi öğretebilirsiniz ama bir merhaba demeyi, gülmeyi öğretemezsiniz dedim. Ayrıca hiçbir şekilde çocuklarla yalnız dışarı çıkmasını istemediğimi söyledim. Zaten okul kuralları gereği, 6 ay yalnız çıkamayacaklarını söyledi. Eğitim durumunu hiç önemsemediğimi, aksine çocuklara olan tavrının benim için daha önemli olduğunu belirttim. sonuç: 20 gün lütfen bize güvenin, deneyelim, ama ne zaman rahatsızlık hissettiğiniz bir durum olursa hemen söyleyin, beraber çözelim dedi. Öyle çok ta tatmin olmadım ama onlara güvenmeyi tercih ederek çıktım. Ertesi gün ingilizce günüydü, sabahtan bende babanla beraber seni okula götürmeye geldim. Kapıda Kuzey' ile karşılaştık. Beraber okulun kapısından girerken, ingilizce öğretmeni de oradaydı. Ne size, ne bize günaydın falan demedi, öyle bön bön baktı. Çıldırdım, neyse dedim. Zaman Pelin dedim kendi kendime, Sonra bir baktım Çiğdem Öğretmenim, hadi öğretmenim çocuklara bir günaydın diyelim dedi. İyice gerildim. İçime attım, tüm sakinliğim ile, yanına gittim, bugün Demir'in 2. tam günü, uykuda yanında olacaksınız dimi dedim. Gene bön bir suratla aaa Demir okulda uyumuyo mu? dedi. Bunun kendinden haberi yok dedim, ama uzatmadım. Uyuyunca bana haber verin dedim. Soğuk bir tamam dedi. çıktım. o gün erken almaya geldim seni saat dörtte. Okul sahibi Nesrin Hanım benimle konuşmak istediğini söyledi. Öncelikle, tecrübelerime çok güvenirim, ama güvendiğim başka bir şey varsa da anne iç güdüleri dir dedi.Çok sevindim. Öğretmen hakkındaki şikayetlerinizi duydum, bugün odama çağırdım, çok iyi bir kızsın, ama mimiklerini kullanmayı bilmiyorsun, ayrıca neden iletişimsizsin dedim. ( bunlar ayrıca kendi gözlemleriyle de birleştirmişler tabi, sadece benim söylemem ile değil) O da bu şartlar altında çalışamayacağını söyleyerek KENDİ İSTİFA ETTİ dedi. Çok sevindim, ne kadar haklı olduğumu gördüm. Onlara da tekrar söyledim, bir insana, öğretmenliği öğretebilirsiniz ama asla GÖRGÜ KURALLARINI öğretemezseniz dedim. Böylece sorunumuz kökten çözüldü. Bundan çıkardığım sonuç ise,okul ile herhangi bir problemde, işbirliği yaparak çözüme gidebiliyoruz en azından gitmeye çalışıyoruz. Konuşma tarzları memnun edici seviyede çünkü biz her şeyin en iyisini biliriz, biz bir numarayız gibi yüksek egolu konuşmalar yapmadılar. Yaşadığımız ilk problemi de atlatmış olduk.

Hiç yorum yok: