Canımmmm Ailemmmm

Canımmmm Ailemmmm
Hayatımın Aşkı..

16 Kasım 2012 Cuma

Tamda Düşündüğüm Gibiymiş...

  Baştan söyliyim ufaklık, hayatımda okumadığım kitabı  okudum sen hayatıma girdiğinden bu yana ( karnımdayken bile). Hatta okumaya üşendiklerimide kitapçılarda gezinirken okudum, başka başka annelerle sohbet ettim, akıl danıştıklarım oldu, babanne- annannelerle de tecrübelerini paylaştım. internetten hiç bahsetmiyim, daha sabah açar açmaz bilgisayarı bi bakıyorum gene seninle ilgili konular. Nede olsa kendimi sürekli geliştirmek istiyorum bebeğim. Tabiki hatalarım olmuyor mudur, oluyordur ama genede her türlü fikre açık bırakıyorum zihnimi. Kalıplaşmış düşüncelerden sen doğduktan sonra kurtulmayı başardım. ÖnyargılıyMIŞIM senden sonra farkettim, artık herkese, herşeye farklı açılardan bakıyorum. Aslında baktıkçada zihniminde GÜZELLEŞTİĞİNİ hissediyorum. Neyse konuyu dağıtmayayım. İşte bu kadar araştırmacı kişiliğe büründüm ama seninle ilgili tüm kararları aslında tek bişeye göre veriyorum. ANNELİK İÇGÜDÜSÜNE GÖRE.

 Kim ne derse desin, kim ne yazarsa yazsın, ben tüm kararlarımı, uygulamaları, eğitimleri SENİN HAZIR OLUP OLMADIĞINI DÜŞÜNEREK uygulamaya geçiyorum. Herkesin çocuğu farklı, herkesin anneliği farklı çünkü. Ben seni tanıyorum bebeğim, bazı şeyler için küçük, bazı şeyler için se büyük olduğunu rahatlıkla gözlemliyebiliyorum. Ve ne karar verirsem vereyim, annelik içgüdülerime göre hareket ediyorum. Seni HİÇKİMSEYLE kıyaslamadan yapıyorum hemde bunu.

Kreş için ikimizinde uygun olmadığını yazmıştım geçenlerde. Bahsetmiştim ya birçok kreşle telefonda konuştum, bazısına gittim diye. Hatta Alev'in de fikrini almıştım. Ondanda tercihlerim arasında olan bir yerin aslında hiçte uygun olmadığını öğrendim. Aslında problem kreşlerin değilde, ikimizinde daha oralara uygun olmamasıydı aslında. Gezdiğim kreşlerde bir çok çocuk var, onlarında anneleri araştırıp göndermişlerdir aslına bakarsan. Hepside mutlaka içine sinmiş bir taraflar bulmuşlardır ki çocuklarını emanet etmişlerdir. Şu bir gerçekki hangisinin içine hangi kreş uyduysa oraya yollamışlardır. Yani birinin seçtiğini, diğerinin seçmemesi normaldir. Burada kreşleri kötüleyecek haddim yok tabiki. Sonuçta benim içime sinen olmamıştı.

Dün sabah televizyonda Prof. Dr. Haluk Yavuzer'i dinledim. Tam da kreş olayı aklımı kurcalarken tüm beynimi aydınlattı, rahatlattı. Bak ufaklık baştan söyliyim, kendim için Asla düşünmedim seni kreşe vermeyi. Doyasıya her anını yaşamak için işten ayrıldım ve taki 3 yaşına kadarda vermeyi düşünmüyordum. Ama evde sıkıldığını, sana verdiklerimin artık seni eskisi kadar tatmin etmediğini gördükten sonra gelişimin için acaba Kreş daha mı etkili olur diye düşünmeye başlamıştım. İşte bu ikilem arasında gidip gelirken Haluk Hocam çok güzel tamda benim aklıma ok gibi giren düşüncelerle rahatlattı beni.

" Bir çocuk için en sağlıklı gelişim, 2.5 yaşına kadar annesi, babannesi, anannesi, yada iyi bir bakıcı tarafından evde bakılmasıdır. 2.5 yaşından 3 yaşına kadar haftada 2-3 gün 2-3 saat ıyun gruplarına katılmasıdır ve en nihayet 3 yaşında KREŞE BAŞLAMASIDIR" dedi hocam. Tamda benim senin için karar verdiğim şeyi söylüyordu, bunu ondan duymak nasıl rahatlattı beni anlatamam. Hatta şunu da dedi, " Eğer bir çocuğu 2.5 hatta 3 yaşından önce kreşe gönderirseniz bu çocuk yaşı geldiği zaman yada ilkokul çağlarında OKULA GİTMEK İSTEMEYEBİLİR.

Baştan söyledimya ufaklık, her anne çocuğuna göre karar verir. Kimisi için 2 yaş uygundur, kimisi için değil, ama ben tamda bu çizelgenin sana uygun olduğunu düşünüyorum.

Yani tamda düşündüğüm gibiymiş....

Hiç yorum yok: