Canımmmm Ailemmmm

Canımmmm Ailemmmm
Hayatımın Aşkı..

10 Kasım 2011 Perşembe

Kuzenler ve Yavruları Buluşması ( 2011 Antalya)


















































































































Ufaklık, Antalya'ya gittik, geldik. Seninle çok ama çok eğlendik, baba çok kıskandı. Bakalım en kısa zamanda da ikiniz başbaşa gidersiniz artık.


Öncelikle, nişan sabahı saat 11.30daydı uçağımız. Gece çok yorgun olduğum için açıkçası heyecanımı daha anlayamadım.Diyeceksin ki anne ne var bunda bu kadar heyecanlanacak diye ama gel gör ki seninle ilk defa yalnız bir yere gideceğimiz için valla çok HEYECANLIYDIM.
Sabah erkenden kalktık, evde zaten kalabalıktık, ananne ve babanne de vardı. Fakat bavullarımız ne olur ne olmaz diye son ana kadar kapanmamıştı. Ama evde sakin bir hal içindeydik. Daha doğrusu ben öyle olması için çaba sarfediyordum. Bu arada sen kahvaltını yaptıktan sonra hemen uykuya daldın ve inanılmaz bi şekilde 2 saat uyudun resmen bana hazırlanmam için zaman verdin. Evdekiler bile şaşırdı.


Herşeyimiz tam anlamıyla hazırdı, sen uyanınca hemen çıktık evden, saat tam 22.50de alandaydık. Baba bizim check-in işlemlerimizi yapmamızda yardımcı oldu ama ondan sonra gitti. Kaldık biz senle başbaşa, puseti kapı teslim verdiğimiz için çok rahattım. Ama elimde 2 çanta vardı.Neyse kapıda puseti teslim ettikten sonra, elimde 2 çanta kucağımda sen uçağa girdim. Allahtan 2. ön koltukta oturuyordum da çabuk yerleştim. Tabi bu arada çantadan oyuncaklarını, suluğunu ve dişliklerini almam çok kolay olmadı. Fakat bu seferde sen acayip hareketlendin, kesinlikle oturmak istemedin. Ön tarafta oturan adama, hostese, yandaki yaşlı amcaya, arkadaki çifte sırasıyla herkese bağırmaya başladın. Herkes bana baksın istiyordun resmen, kucağımda zıplamak istedin zıplattım, arkadakine ceeee yapmak istedin yaptırdım, yandaki amcaya cici yapmak istedin yaptırdım.... Bu arada ben terden resmen sırılsıklam oldum. Böylece uçağın hareket etmeden önceki zamanını da sayarsak tam 35 dk böyle geçti. Sonra bi anda kendi kendine ninni söylemeye başladın bende seni pışpışlayarak kucağımda uyuttum. Bu arada uçak indi, herkes indi bende sen kucağımda uyurken, 2 çanta elimde kapıda puseti beklemeye başladım. Neyseki uyanmadın. Tam arabaya bineceğiz işte o zaman uyandın. Bu seferde arabada kaka yaptn, o sıcakta arabanın içi nasıl kokuyor anlatamam. Ama öyle harika bi suratın var ki ufaklık ben seni yememek için kendimi zor tutttum.


Vee, Ebru Teyzenlere nihayet geldik, orada seni IRMAK, NEHİR, ELİF, ARZU TEYZEN, ASLI TEYZEN sabırsızlıkla bekliyorlardı, herkes kız olduğu için seni evin böceği ERKEĞİ ilan ettiler.
Irmak bize odasını verdi bebeğim, hatta Ebru Teyzen sana bir park yatak bile bulmuştu o yüzden acayip rahat kaldık seninle.Tüm kuzenlerine aldığın HELLO KİTY PİJAMALARINI verdin. Kızlar çok mutlu oldular ufaklık. Bütün bir hafta yiyeceğin Aslı ve Arzu teyzene aitti. Bu arada süt alerijin olduğu içinde evdekiler herşeyi ona göre hazırladılar. Bu konudaki hassasiyetleri için herkese bir kez daha teşekkür ederim.

O gün eve geldikten sonra hiç ama hiç uyumadın ( bu tarihinde ilk kez oluyor).Kızlarla oynamaya o kadar konsantre oldunki uyku hiç aklına bile gelmedi. Hemen dışarı çıkmak istedik, günler zaten az her anını değerlendirelim dedik. Akşam saatine az bi zaman kaldığı için evin çevresinde hepberaber yürüdük, MİGROS'a gittik orada da uyursun dedim ama yok hiç uyumadın. Akşama Arzu Teyzen balık yapacağı için eve döndük. Bu sefer gözlerin uykusuzluktan kıpkırmızı oldu. Nihayet seni uyutmayı başardım.


Hep beraber oturup yemeklerimizi yedik, herkes birer içki aldı ama ben meyvesuyuyla idare ettim. Seni emzirirken asla alkol almak istemiyorum çünkü. Sen yattıktan sonra kızlarda kudurdu. Onlar yatınca biz kuzenler başbaşa kaldık, toplasan 1 saat anca sohbet edebildik çünkü herkesin yorgunluktan uykusu gelmişti. Ben tam odaya geldim yatıcam. Sen emmek için uyandın.Bir dahada yatıramadım seni.O kadar çok ağladın ki.EBRU TEYZEN en dipteki odadan geldi hemen. Resmen kriz geçirdin hiçbir şekilde sakinleştiremedim seni bu tam 2.5 saat sürdü sonrada yorgunluktan sızdın. Ben biliyodum ufaklık, geceleri baba baktığı için sana onu özledin sen o kadar belliydiki bu seferde ben ağladım. Ağlaya ağlaya uyuyakaldım.
Sabah çok keyifli kalktın, fakat bu seferde NEHİR çok hastaydı sabahın beşinden buyana kusuyordu. Senin kahvaltını yedirdim hemen (kalabalık kahvaltı sofrasında HEPSİNİ yedin).Ebru Teyzenle Nehir'i hemen hastaneye götürdük. ( arabayı bir tek ben kullanıyordum) Bu arada seni Arzu ve Aslı'ya bıraktım. Açıkçası çok panik bi şekilde bıraktım ( onlar bakamayacağı için değil) uyku saatin gelmişti ve sen daha onları yeni görmüştün, uyumazdın, ağlardın, gecen kötü geçmişti vs vs vs... Kafamda bu sorularla bıraktım seni.Nehir besin zehirlemesi geçiriyodu ama ateşinin olması çok iyiydi. Doktoru hemen ilaçları verdi. Her 10dk bir evi aradım, naptın diye ama çok iyidin hatta Arzu Teyzenin kucağımda uyuya kalmıştın hemde hemencecik. Arzu sen uyanma diye yarım saat seni kucağında uyutmuş.


Eve geldiğimizde Nehir daha iyiydi, seninde keyfin yerindeydi. (kan çeker derler ya hakkatende akraba oldu mu hiç yabancılamıyosun) Sonra Arzu-Aslı-Elif sen ve ben hemen arabaya atladık başladık gezmeye, BELDİBİ-GÖYNİK,KEMER karış karış gezdik. Moonlight diye bir yer var oraya gittik. Yukarısında yörük çadırları var orada yemek yedik. Turistler denize giriyordu orada, biz hırkalarla...

Havası nasıl temizdi ufaklık anlatamam sana, bol bol oksijen aldın valla. Sonra çarşılarını gezdik oranın ( bu arada sen sadece arabada uyuyosun nehir'in oto koltuğunda) sende tüm dikkat heryere bakıyosun. Hiç susmadın ama çarşıdaki herkes seni sevdi, bağıra bağıra dikkat çekmeye çalıştın hep.

Kahvelerimizi içmek için oturduk bu sefer, sen orada da çok mutluydun. Bizde kuzenler hasret giderdik biraz...


Bu arada sen Elif'in yediği şekere öyle bi baktın ki valla dayanamadık yalattık sana da. Bıraksam hepsini yiyecektin ama.


Akşam hepimiz çok yorgunduk ama kızlar çok heveslendiği için PİJAMA PARTİSİ yaptık, sen arabada uykunu aldığın için sende katıldın partiye valla ben daha anlatmıyım resimler konuşsun o kadar çok eğlendikki uzun zamandır bu kadar keyiflenmemiştim. Tüm yeğenlerim, kuzenlerim, oğlum valla harika bir tabloydu.


Gece sen gene emmek için kalktığında 2 saat uyumadın, bu sefer ağlamadın ama sadece omzumda uyumak istedin. Ne zaman yatağına yatırsam başladın huysuzluğa. Bende omzumda 2 saat uyuttum seni, yeterki keyfin yerinde olsun çünkü bab yok ve sen ondan yapıyosun. Normalde ben seni babayla telefonla konuştururdum gün içinde fakat bu sefer 6 gün bi ayrılık olduğu için ve sen bu kadar tepki gösterdiğin için açıkçası kararsız kaldım. Konuşursan rahatlar mısın yoksa daha da mı huysuzlaşırsın bilemedim. Ana Okulu Öğretmeni olan Arzu sesini duymanın iyi geleceğini söyledi. Ertesi gün Antalya'nin tarihi yerlerine gideceğimiz için erkenden hazırlandık, bu arada bugünde Irmak hastalandı, okula gitmedi, ama bizimle bereber olursa keyiflenir diye bu sefer daha kalabalık çıktık yola. Yola çıkmadan önce arabaya önden indik biz ufaklık. Bi kararla babanla seni konuşturmaya karar verdim. Babanın sesini 3 gün sonra duyunca nasıl duygulandın yüzünü görmen lazımdı. Ben böyle bir mutluluk anı görmedim. Yaşlar gözümden oluk oluk aktı resmen nasıl ağlıyorum. Allahım bizi ayırmasın ufaklık. Tek dileğim annen ve babannla beraber büyü inşallah.


Antalya Kale içine gittik önce, oradaki çarşıları gezdik, babaya hediye aldık, denize karşı kahvelerimizi içtik, sohbet muhabbet süredi valla. Tabi yaşanmışları ben böyle çabuk çabuk olmuş gibi anlatıyorum ama 4 çocukla bu süreç bi uzun oluyor tabi..


Sonra sahil Başka biyere gitmek için yola çıktık, bu sefer arabada tüm ama tüm çocuklar uyuyunca bu huzur anını bölmemek için arabadan inmedik de 1 saat boyunca arabada tur attık, Antalya'nın bi çok yerinide arabada gördük. Sonra hepiniz uyandınız, acıktınız, senin kakan geldi vs vs vs.. Orada TERRACİTY diye bir yer açılmış hemen attık kendimizi oraya. Orada yemekler yedik, gezdik, dolaştık. Fakat sen çok ama çok huysuzdun. Hep kucak istedin. Arabaya oturtmak istiyorum, ayaklarınla direniyosun nasıl yapıyosun anlatamam. Ama hiç şikayet etmedim bebeğim, ikimiz tatile çıktık olacak o kadar.


Bu sefer dönüş yolunda, acayip bi trafiğe yakalandık, sen arabada uyuduğun için ben trafiğe resmen şükrettim. Eve geldiğimizde, tebi hepimiz yorgunluktan bitmiştik. Sen kızlarla baya bir salonda yerde oynadın, debelendin. Sonra yatırdım seni. Biz kuzenlerle başbaşa sohbet etmeye başladık nihayet. Bak Arzu Teyzen ana okulu öğretmeni. Ondan o kadar çok bilgi aldım ki çok iyi geldi bana. Aslı Teyzenle, Ebru Teyzenin de deneyimlerini ve tecrübelerini katarsak müthiş donanım edindim ufaklık..


Çocukları yatırdık, tam sohbetin dibine vurduk diyoduk ki Elif ağlayarak uyandı ve deli gibi kusdu. Ama bu kusma sabaha kadar devam etti. Çocuk yediğini değil neredeyse tüm midesini boşalttı. Sen gene gece kalktın, ağlama krizi falan zor sakinleştin. Sabah olduğunda ise bu sefer Elif kusmaya devam ediyordu, sende burun akıntısı ve öksürük vardı. Hemen ikinizide aldığımız gibi hastaneye gittik. Sende nezle başlangıcı vardı, Elifde midesini bozmuştu. Sen sabah kalktığında dan bu yana hiç uyumadın, tam doktora muayene olacakken aşırı uykun geldi bu sfeerde ben seni uyutmadım. Arabada eve dönerken bi 15 dk uyudun sadece. Sonra Alev'i aradık, senin alerjin olduğu için başka bi ilaç önerdi bize ( TAVEGYL). Eve geldik, fakat hepiniz kötü olduğunuz için o gün evde geçridik. Bol bol uyudunuz, uyuduk. Akşam olduğunda Arzu-Aslı ve Elif İzmir'e döndüler. Bizde hasta ve yorgun bir gün geçirdiğimiz için erkenden yattık. Sen gece emmeye kalktın gene huysuzlandın ama seni kucağımda uyuttum gene. Hastayken tüm kurallar bozulur bizde...

Ertesi sabah sen Nehir'le acayip oynadın. Burnun aktı, öksürdün ama keyifliydin. Asıl keyfin baban bizi uçağa götürmeye geldiğindeydi. Onu gördüğüne nasıl şaşırdın nasıl şaşırdın kendin görmen lazımdı. Ama sonra surat astın 4 gündür görmediğin için resmen hesap sordun. Baba çok üzüldü.


Uçakta beni hiç üzmedin. Önce huysuzlandın ama hastalığında vermiş olduğu bişeydi. Sonra yorgunluktan kucağımda uyuya kaldın. tüm yolculuk boyu deliksiz uyudun ufaklık..
Seninle ilk başbaşa tatilimiz harikaydı, herşeye rağmen acayip keyif aldım. Seninle heryere giderim ufaklık. Seni çok ama çok seviyorum...

Ne Unutmayacağım;


*Her çocuğun sırayla, hastalanışını..
*Evdeki sürekli bağrış seslerini
*Sen yattıktan sonra tüm çocukları susturma çabamı
*Nehir'le senin her sabah par yatakta oyun oynamanızı
*Nehir'in sana "onun pili yok Demir" deyişini
*Elif'in poz ver dendiğinde harika gülüşünü
*Nehir'in "anne kaka ver" deyişini Ebru'nunda "yok kaka sen oyun yapıyosun" deyişini Nehir'in ishal olduğunu
*Elif kaka var dediğinde Aslı'nın gerçekten var mı yoksa kitap yok deyişini :)))
*Irmak'ın hasta olduğu halde bizimle çarşıya gelip gezdiğini :)))
*Tüm tatil boyunca Irmak'a bişeyler yedirme çabamızı
*Aslı'nın Elif'e 7128 kere YAPMA deyişini:))
*Ebru'nun Nehir'e 10.267 kere DUR KIZIM deyişini:))
*Nehir'in "men men " deyişini
*Nehir'in Irmak'a hazırlanan kahvaltıyı "azcık azcık" diyerek bitişini
*Tüm çocukların Demir'e müthiş iyi davranmasını
*Demir'in kuzenleriyle harika oynayışını
*Pijama partisini
*Yol maceralarımızı
*Tüm bağırış, çağırışa rağmen harika geçen tatilimizi
Bundan sonraki buluşmamız bend eolacak Ankara'da sabırsızlıkla bekliyorum :)))



























Hiç yorum yok: